Gerek Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan, gerekse MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli Cumhur ittifakının korunup, yaşatılması ve gücünü koruması noktasında çok hassas davranıyorlar. AKP ve MHP dışından oynanan fitne oyunlarına dikkat çektikleri gibi, kendi partileri içinde bu ittifakının ruhunu anlamayan, bu ittifakı bozmak için uğraşanlara da gerekli tavrı gösteriyorlar. AKP Samsun İl Başkanının tahrikleriyle başlayan, karşılıklı atışmaların yaşandığı tartışmalarda AKP ve MHP’de görevden almalar ve ihraç sürecinin başlaması bunun somut bir örneği olmuştur.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ‘Cumhur İttifakı’nda kimse belirlediğimiz çizginin dışına çıkamaz. Tüm teşkilatlarımız buna uymalıdır. Cumhur İttifakı uzun bir yolculuktur. Bu yolculukta birbirimizi kıramayız. Dayanışma içinde olacağız. Cumhur İttifakı’nın ruhuna herkes uymalı. Uymayanlar kusura bakmasın, istirahate alırız. Elbette ittifakta yer alan iki siyasi partinin farklı politikaları, farklı çözüm önerileri olacaktır. Ama bunların hiçbiri ittifakın özünü oluşturan ülke ve milletin bekası konusundaki görüşlerimizin önüne geçmedi, geçmeyecek. Bu büyük mutabakata uygun şekilde birlikte çalışacağımıza inanıyorum.” Şeklindeki ifadelerle AKP bünyesini uyarmıştır.
Cumhur ittifakı başladığı günden bu yana, ittifakı koruma ve yaşatma konusunda çok hassas davranan MHP Lideri Devlet Bahçeli de tüm teşkilatlara yayınladığı genelgede “Cumhur İttifakı’nın surlarında gedik açmaya kim yelteniyorsa, bu ittifakın varlığı kim ya da kimlerin keyfini kaçırıyorsa onlar milli birlik ve kenetlenmenin muarızı; büyüyen, gelişen, kronik açmazlarından ve prangalarından kurtulan Türkiye’nin muhasımıdır.” Değerlendirmesin de bulunmuş ve üstüne basa basa “Cumhur İttifakı’nın mehabetini ve meşruiyetini gölgeleyecek açıklama, değerlendirme, yorum, yayın ve beyanatlardan kesinkes uzak durulacaktır. Cumhur İttifakı’nın siyasi birlikten ziyade ülke, millet, güvenlik ve tarihi çıkarlarımızı gözeten bir beka beraberliği olduğu unutulmayacaktır.” uyarısını yapmıştır.
İki liderin yaptığı bu ve benzeri uyarılara rağmen, AKP ve MHP içinde kim Cumhur ittifakına gölge düşürecek, bozmaya yönelik açıklama yapıyorsa bilin ki onun hesabı düşmanın başarısı için katkı sunmaktır.
Cumhur ittifakının anlamı, önemi defalarca vurgulanıp hayata geçirilmesine rağmen bu ittifakı bozmaya, küçümsemeye çalışanların emin olun kripto bir damarı vardır. Bu damar, sürekli bunların huzursuzluklarını tetiklemekte ve diline, davranışlarına tesir etmektedir.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ve MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin çok net uyarılarla birlikte ortaya koyduğu ölçüler hala sıcaklığını korurken, şimdi de AKP Bingöl İl Başkanı Mehmet Hanefi Güler’in MHP hakkında söylediği hadsiz, seviyesiz, sözleri ve AKP Manisa eski milletvekili Selçuk Özdağ’ın MHP’yi hedef alarak Manisa özelinde söylediği derdi makam, mevki olan sözleri medyada gündem olmuştur.
AKP Bingöl İl Başkanı Mehmet Hanefi Güler’in cahilliği, seviyesizliği, MHP düşmanlığı ve Cumhur ittifakını anlamama hali bir noktada patlamıştır ve onunda “istirahate alınma” durumunu ortaya koymuştur. MHP tabanını tahrik eden bu şahıs, emin olun AKP’nin içinde ittifaka zarar vermeye çalışan elma kurdudur.
Ben asıl başka bir elma kurdu olan AKP eski milletvekili Selçuk Özdağ’ın “Açık ara birinci olduğumuz bir yerde BBB nin bir başka partiye verilmesini izah edemiyorum” açıklamaları üzerinde durmak istiyorum. Selçuk Özdağ’ın “Bir başka parti” diye küçümsediği Cumhur ittifakının bir ortağı olan MHP’dir. Cumhur ittifakına üç-beş belediye fazla kazanmak gözüyle bakan bu zihniyetin öteden beri MHP’ye olan düşmanlığı bilinir.
30 büyükşehir belediyesi ile bunların ilçe belediyelerinde Cumhur ittifakı anlaşmasını yapmışken, “Manisa’nın bir başka partiye verilmesini izah edemiyorum” diyerek ortaya çıkan Selçuk Özdağ’ın kimin hesabına çalıştığını anlamak için geçmişine bakmak yetiyor. Selçuk Özdağ’ın derdi “zillet ittifakı” karşısında Türkiye genelinde bir başarı değil, kendinin Manisa Büyükşehir Belediye Başkan adayı olma hayalidir. Cumhur ittifakının özellikle Ankara ve İstanbul’da seçimi kaybetmesi halinde, bu illerin HDP’ye karargâh olacağını bile idrak edemiyor ve kendinin Manisa hayali için MHP düşmanlığı yapıyor. Manisa Büyükşehir Belediyesi üç dönemdir MHP’nin elinde olan bir belediyedir. Selçuk Özdağ’ın hadi Cumhur ittifakına saygısı yok, bari bu duruma saygılı olmayı öğrenmelidir.
Selçuk Özdağ geçmişte “Bağımsız Ülkücüler” diye bir fitne icadı ortaya koyup, onu yönlendirerek MHP düşmanlığı yapan birisidir. Onun en büyük özelliği de MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin FETÖ’ye haddini bildirdiği günlerde Samanyolu televizyonuna çıkıp ” “Bahçeli, yol yakınken vazgeçsin Türk milleti, bugün yeniden tarih sahnesinde yerini alıyor. Hocaefendi de burada yerini alıyor. Onu bu şekilde töhmet altında bırakmak, Türkiye’nin geleceğini töhmet altına almaktır. En önemlisi de millî ve manevî değerlere sahip olduğunu bildiğimiz MHP tabanıyla Hocaefendi’nin sevenleri arasında bir husumet oluşturmaya çalışmak, Devlet Bahçeli’ye fayda getirmez. Bahçeli, yol yakınken bu tür söylemlerden vazgeçmeli. Fethullah Gülen Hocaefendi meşru zeminde insanlığa hizmet eden büyük bir gönül adamı. Hoca Ahmet Yesevi, Mevlânâ, Hacı Bayram Veli gibi misyon üstlenmiş bir gönül adamıdır.” Şeklindeki sözlerle Fethullah Gülen’e olan bağlılığını, sadakatini gösteren biri olmasıdır.
MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli “3-5 belediye verdik, aldık diye Türkiye’nin bekasını partinin ayakları altına sermeyiz.” anlayışını ortaya koyarken, Selçuk Özdağ gibiler belediye kazanma hesabı üzerinden fitne yaratıyorsa emin olun bunların zihin kontrolü “zillet ittifakının” elindedir.
Teröristbaşı Fethullah Gülen’i geçmişte “Türkiye’nin geleceği olarak gören” Selçuk Özdağ’ın zaten MHP düşmanı olması normaldir. O yüzden şimdi adının İP’in Manisa Büyükşehir Belediye Başkan adayı olarak geçmesi de bizi hayrete düşürmemektedir.
“Cumhur ittifakına” yönelik önümüzdeki günlerde de bu ve benzeri darbe vurmaya çalışanlar elbette olacaktır. Çünkü bu tür kişiler belli bir noktadan sonra hesabına çalıştıkları adına bir hamle yapma mecburiyeti yaşıyorlar.
Bunların verdiği malzemeyi AKP ve MHP’ye saldırmak için en çok CHP, HDP ve İP’in oluşturduğu “zillet ittifakı” kullanınca aslında kimin kime hizmet ettiğini anlamakta çok da zorlanmıyoruz.