Çanakkale geçilmez

div data-link="class{:~tag.contentRightClass(Layout.IsFullView, Layout.ReadingPaneMode)}">

Çanakkale.

O bir inancın zaferi…

O bir azmin göstergesi…

O bağımsızlığın sönmeyen aşkı…

“çöktü, bitti, öldü” denilen bir dönemde,

Türk milletinin “egemenlik” şahlanışıdır.

*

Çanakkale.

O Türkiye Cumhuriyeti’nin “ön” sözü…

O Türk tarihinin “son” destanı…

O şanlı milletimizin,

“Çanakkale geçilmez” diyerek,

Dünyaya vurduğu kahramanlık mührüdür.

*

Çok canlar kaybetmiş,

Çok ana kuzularını şehit vermişiz.

İngiliz, İskoç, İrlandalı…

Fransız, Hintli, Kuzey Afrikalı…

Avusturalyalı, Yeni Zelandalı, Rum ve Yahudi…

Kimlerle çarpışmamışız ki Çanakkale’de.

Kadınıyla, erkeğiyle…

Yaşlısıyla, genciyle…

Topyekûn vatanı müdafaa eden,

Başka bir milleti görmemiştir tarih.

*

Ne Balkan’da…

Ne Sakarya’da…

Ne Afyon’da…

Ne de Dumlupınar’da.

Hiçbir savaş yoktur ki,

Metrekareye 6 bin mermi düşsün!

Hiçbir tarih yoktur ki,

Ölümün muhakkak olduğu böyle bir taarruza tanık olsun!

Hiçbir toprak yoktur ki,

Bağrına bu kadar naaşı basabilsin!

*

Vatan için “kum torbalarını değil, bedenlerini” siper eden…

Anasının “ ya gazi ol ya şehit” çağrısına,

“ Vatan sana canım feda ” diyerek yollara düşen…

“Bayrağım inmesin, ezanım dinmesin” diyerek volkan gibi coşan…

“Çocuğunu beşikte, helalini eşikte” bırakıp,

“Memleketin düğünü var” diyerek cepheye şevkle koşan…

“Türk milleti esir, geleceğimiz esaret altında olmasın” diye,

Kara toprağa “kefensiz” giren atalarımızın,

Rabbine karşı muhabbetinin en güzel ifadesidir Çanakkale.

*

Aradan 101 yıl geçse de biliriz ki;

“Çanakkale geçilmez.”

Unutmayacak,

Unutturmayacağız.

Ama bunu da,

Muhteşem Yüzyıl dizisindeki harem entrikalarıyla değil,

Çanakkale’de ki 57 piyade alayının şuuruyla yapacağız.

Çünkü bizler,

Esir olmaktansa ölümü göze alan,

Koca bir milletin torunlarıyız!