Soru şu;
31 Mart yerel yönetimler seçimleri yapıldı mı?
Yapıldı.
Yapılan bu seçimlerde “organize hırsızlık” tespit edildi mi? Edildi.
Cumhur ittifakı adayı Binali Yıldırım’a verilen binlerce oy ince bir işçilik,
Organize katakulliyle CHP ve başka partilere kaydırıldı mı?
Kaydırıldı.
Maddi hata ve geçersiz denilen oyların büyük bölümünün Binali Yıldırıma verilen oylar olduğu belgelendi mi?
Belgelendi.
Yani 31 Mart’dan bu güne kadar 15 gün içerisinde 15 bin oyun sistematik bir şekilde çalındığı ortaya çıktı mı?
Çıktı.
Bu iddiaları İmamoğlu ve CHP reddediyor mu?
Hayır.
*
İyi de kardeşim,
Millet ittifakı seçmeninin oyları kıymetli de, Cumhur ittifakının oyları kıymetsiz mi?
Kimse neden bu hırsızlığa ses çıkartmıyor,
Üstelik oldubittiye getirilerek, bu organize hile ve hırsızlığın üzeri “mazbata da mazbata” denilerek neden örtülmeye çalışılıyor.
Yoksa kazıdıkça çıkacak pislikten mi korkuluyor,
Mazbata algısıyla toplum sürekli tehdit edilirken,
Siyaset ve mazbata spor sahalarına taşınıp,
İmamoğlu’nun gittiği Beşiktaş, Başak şehir ve Fenerbahçe, Galatasaray müsabakalarında kışkırtma yöntemiyle kaos ortamına çanak tutuluyor?
*
Bitti mi?
Hayır.
Tehdit, tahrik ve taciz her yönüyle devam ediyor.
İşte Gezi Platformu;
Ne diyorlar; ”mazbatayı siz mi verirsiniz biz mi gelelim”
Peki, İmamoğlu destekçisi sözde Sanatçılar Girişimi adındaki topluluk insanları sokağa çağırarak ne diyor;
“Muhalefeti kitlesel eyleme davet ediyoruz.”
Peki ya Yunan basını;
“Ayasofya’nın intikamı alındı.”
Yunan basını konuşur da Alman basını susar mı?
İmamoğlu’na bir destek de Yunanistan’dan sonra Almanya DER SPIEGEL dergisinden geliyor;
“Boyun Eğme.”
Ve Mit Tırları sanığı firari FETO’cu Can Dündar ne diyor;
“AKP sadece İstanbulu değil, İslamı kaybetti”.
Tezgâhı gördünüz mü?
Dahası sizce de İstanbul’un CHP’ye değil, Ekrem İmamoğlu’na verilmesi için içeriden ve dışarıdan örgütlenmiş bir organizasyon açık değil mi?
Açık.
Alın size bir de FETÖ destekli Zambiya örneği.
Bir grup Zambiyalı geçmiş kamera karşısına “verin İmamoğlu’nun mazbatasını” diyerek slogan atıyorlar.
Allah Allah bu Zambiya da neresi?
Haritadan baktım,
Türkiye ye 5840 km uzaklıkta ki bir Afrika ülkesi.
Peki, Zambiya’nın bizim yerel seçimlerimizle bir alakası var mı?
Tabi ki yok.
Ama gel gör ki Zambiyalı kardeşler bir slogan tutturmuş gidiyorlar.
İkinci soru şu;
Bu Zambiyalı kardeşlerin İmamoğlu sevgisi nereden geliyor.
Oysa üç ay öncesine kadar Türkiye’de bile tanınmayan Ekrem İmamoğlu’nu sizce bu Zambiyalılar nereden tanıyor olabilir?
Gel de bu işte FETÖ parmağı arama.
*
Neyse,
Demem o ki;
Şimdi Zambiya örneğinde olduğu gibi 160 ülkede ki 800 FETÖ okulundan da “İmamoğlu’na Mazbatasını verin” çağrısı gelirse ne yapacağız.
Uzatmaya gerek yok.
Ortada ki bu kadar bilgi, belge ve evrak ışığında “hak, hukuk, adalet” dediğimiz İstanbul seçimlerin iptali gerekiyor mu?
Gerekiyor.
Özetle; Hırsızlığı “mağduriyet” gibi gösterip tirübüne oynayanların sahneye koyduğu “illüzyon gösterisi” sizin de gözünüzde bir 15 Temmuz intikamını canlandırmadı mı?
Ve dahası,
Türkiye’ye parmak sallayıp İmamoğlu’na mazbatayı vermezseniz “sizi mahvederiz” türü cümlelerin arkasında ki tehdidi görmüyor musunuz?
Evet, bu seçimde organize bir yolsuzluk yapılmıştır.
Bu ayıp temizlenmeden İmamoğlu’nun belediye başkanı olmasının hiçbir meşruiyeti olmayacaktır.
Şimdi bugün Mazbata İmamoğluna verilmiş olsa da,
Ekrem Bey “Şaibelere rağmen belediye başkanı olan adam” diye tarihe geçecektir.
Bu şaibeden kurtulmak için tek bir çözüm vardır,
YSK kararını bekleyip,
Mundar edilen İstanbul seçimleri yeniden yapılmalıdır.