Akademik saçmalık!

Her gün şehit…

Her gün ağıt…

Her gün gözyaşı…

Ne kadar acılı bir ülke olduk.

Bir yanda “vatan sağ olsun” diyerek,

Bağrına taş basan şehit aileleri…

Diğer yanda “katil devlet” diyerek,

Bildiri hazırlayan “akademisyen kisvesindeki” devlet memurları!

Devlet memurları diyorum,

Çünkü çoğu devlet kesesinden milyonları götürüyor.

Yani “katil” dedikleri devletin ekmeğini yiyorlar da onun için.

*

1128 akademisyenin imzaladığı;

“Suça ortak olmayacağız” bildirisi,

Nasıl bir bildiri ise,

Tam sayfalık koca metinde,

PKK’nın adından tek kelime bile söz edilmiyor.

Dahası bu bildiride kimse, PKK’ya silahı bırak…

Çocuk öldürme, okul yakma, hendek kazma…

Karakol bombalama, hastane yıkma demiyor.

Aksine ne deniyor?

PKK’nın “yerinden yönetim” diyerek yumuşattığı,

“Özerklik talebi kabul edilsin” diyor.

Yani “devlet bölünmeye evet desin” diyor.

Daha da açıkçası,

“Hükümet çözümü buzdolabından çıkarsın ve Dolmabahçe’de ki masaya yeniden dönsün” deniyor.

*

İyi de akademisyen bozuntuları,

Suç ne?

Ya da suçlu kim?

“Suç terör, suçlu terörist” değil mi?

Yok,

Sana göre sanık sandalyesindeki isin “terörist” değil “devlet” öyle mi?

Sana göre katliam yapıp çocuk öldüren “terörist” değil “devlet” öyle mi?

Yani devlet öldürüyor, yakıyor, yıkıyor…

Terörist vatan savunuyor öyle mi?

Sen devlete başkaldıran teröristi savun,

Sonra da çıkıp

“Suça ortak olmayacağım “ de öyle mi?

Yok!

Tabi ki o kadar da uzun boylu değil,

*

Ancak burada sabah akşam akademisyenlere söven,

AKP iktidarını anlamakta mümkün değil,

Neden mi?

1Kasım seçimlerinin hemen ertesi,

“Çözüm süreci buzdolabından çıkacak” diyen,

Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AKP’nin yöneticilerinin kendisi değil miydi?

Eee…

Dün AKP’nin söylediğini,

Bugün Akademisyenler söylemiyor mu?

Söylüyor.

O zaman bu AKP sözcüleri, akademisyenlere neden kızıyor?

*

Sözün özü;

AKP, PKK, HDP ya da Akademisyenler…

Kim ne derse desin,

Gerçek şu ki,

Bu bildiri “Türk toplumunun ruh ve vicdanını yansıtan” bir bildiri değildir.

Bu bildiri “tarafsız ve sağduyulu” bir bildiri değildir.

Bu bildiri “örgüt sevicilerin” ekmeğine yağ sürmekten başka bir şey değildir.

O nedenle,

Hiç kimse teröre taviz verilerek,

Türkiye’nin huzura falan ereceğini düşünmesin.

Çünkü teröre verilen her taviz,

Milletimiz adına yeni felaketlere davetiye demektir.

Sonuç?

Sonuç mu?

Eğer terörü bitireceksen,

Zafer “Terörle müzakere değil, sonuna kadar mücadele” demektir.