Sözde insan hakları…
Demokrasi ihlalleri…
Özgürlükler…
Azınlıklar, falan, filan diyerek,
1 Ocak 1958 yılında,
“Avrupa Birliği” denilen bir kurum faaliyete geçti.
Biz ise hemen bir yıl sonra,
Yani 1959 yılında şapadanak AB’ye başvurduk.
Sonrasında;
1960, 70, 80, 90, 2000, 2010, 2012, 2016,2018 derken,
Yıllar yılları kovaladı ve bu muallâk arafta,
Tam tamına 60 yıl geçti.
Dile kolay 60 yıl.
Peki ya sonuç?
Sonuç şu;
AB halen “Türkiye’nin üyeliği değerlendiriliyor” diyor.
*
Peki ya üyelik?
Üyelik koca bir şehir efsanesi.
Çünkü bir parmak bal hesabı,
Ne büsbütün kapatıyorlar kapıları.
Ne de açıp içeri buyur ediyorlar.
Evet,
Biz bu Avrupa birliğinin duası ile yaşamadık ki, bedduası ile ölelim arkadaş.
Kaldı ki 60 yıldır ne hayrını gördük bunların.
Irak da PKK’yı besleyen bunlar değil mi?
Suriye de PYD, YPG, DSG’yi palazlandıran bunlar değil mi?
Ortadoğu’ya IŞİD mikrobunu yayan bunlar değil mi?
Türkiye’de KCK’yı destekleyen bunlar değil mi?
Kıbrıs’tan Türk askeri çekilsin diyen de bunlar…
Unuttuk mu?
Terör kışkırtıcısı Selahattin Demirtaş çıksın diyerek kampanya düzenleyenler…
Can Dündar hainini toplantılarına akredite edenler...
FETÖ’cü katillere kucak açanlar…
Türkiye’ye yapılan ekonomik yaptırımlara karşı çıkıyormuş gibi yapıp perde arkasında el ovuşturanlar…
Ülkemize yönelen göç akınına davul çalanlar…
Terör sözcülerine onur ödülü verenler…
Binlerce masumun katili terörist başı Öcalan’a ev hapsi isteyenler...
İslam karşıtı ırkçı tutumlarıyla Dağıstanlı Müslüman boksör Khabib Nurmagomedov’a hakaretler yağdıran da bu AB değil mi?
*
Uzun lafın kısası,
Say say bitmez.
Kaldı ki 60 yıldır ne bindiğimiz alametten,
Ne de gittiğimiz kıyametten habersiziz.
Demem o ki;
60 yıldır karanlık bir yolda kararlılıkla yürüyoruz.
Ben karanlık diyorum,
Siz ister milenyum,
İsterseniz teknoloji çağı deyin.
Ama bilin ki,
Fotoğraf çok net,
Bu AB’den bize yar olmaz.
Onun için sözün özünü MHP Lideri Devlet Bahçeli söylüyor;
“Ne Avrupa Birliği, ne Şangay iş Birliği, Sonuna kadar Türk birliği.”
Ötesi var mı?