Okumuşun cahili!

 

Patlayan bombalar, yanan yürekler, yıkılan ocaklar.

Ağlayan analar ve babalar, yetim kalan evlatlar.

Nevruz, Ankara, İstiklal, Sur…

Nusaybin, Brüksel ve Reza Zarrab gündemi derken,

Her şeyin birbirine karışıp…

Her şeyin kızıştıkça kızıştığı bir dönemde,

Üniversite bitirmiş,

İhtisas yapmış,

Profesör olmuş,

Ve hatta bir üniversitenin rektör yardımcısı olmuş adamın biri,

“Üniversite mezunları çok tehlikelidir”…

“Ülkeyi ayakta tutan insanlar cahil halktır”…

“Cumhurbaşkanı Erdoğan giderse tam bir felaket yaşarız” diyerek,

Üniversite mezunlarının geleceği okuyamadığını söyleyip,

90 yıllık Devleti Cumhuriyeti de hiçe saymış.

*

Buyurun buradan yakın.

Bir profesör kendi kendini neden inkâr eder ki?

Ama şaşırmamak lazım,

Çünkü bunlar yeni Türkiye’nin yeni profesörleri.

Onlara göre;

“Ne kadar az üniversite mezunu, o kadar güzel bir memleket.”

Oh ne ala, ne ala.

Hatırlatmakta fayda var.

7 Haziran seçimlerinde araştırmacı Adil Gür,

Bir analiz yapıp,

“AKP seçmeninin yüzde 63.2’si diplomasız” demişti.

Peki, sözde Profesör Bülent Arı,

Acaba kime ne demek istemişti?

*

Uzun lafa gerek yok.

Kendisini Osmanlıcı olarak tanımlayan,

Bu zihni karışıklara hatırlatmak isterim,

Cihan padişahı Fatih Sultan Mehmet demiş ki;

“Bir şehirde bulunması gereken en önemli üç şey, kanalizasyon-hamam ve kütüphanedir.”

Peki, neden böyle söylemiş,

Cihan padişahı sultan Mehmet biliyor musunuz?

Çünkü kanalizasyon “şehrin” kirini,

Hamam “bedeninin” kirini,

Kütüphaneler ise “ruhun” kirini temizler de ondan.

*

Demem o ki,

Ülkemizde 3 milyon okuma yazma bilmeyen insanın,

Dört milyon okuma yazma bilse de okul bitirmemiş vatandaşın,

İlkokul mezunu olan 16 milyonluk bir toplumun,

Ve yüzde 11 oranında da,

Yüksekokul ve fakülte mezununun olduğunu düşününce,

Hadi gel de çık bu işin içinden,

Cahilin okumamışı mı?

Yoksa okumuşun cahili mi?