Hapırıp köpürmeden başka stratejisi olmayanlar!
Tamam anladık;
Katliamlara karşısın…
Zulümlere karşısın…
Darbeye karşısın…
Cuntaya karşısın…
Ceberut Devlete karşın…
İyi de aklı başında olan hangimiz karşı değiliz ki?
Ama varsa bir tepkin, özgüven sahibi ol ve koy ortaya!
Çünkü.
Dış politika dediğin şey budur!
*
Fakat sen Ortadoğu’da aktif rol oynamak isterken…
Elin emperyalisti, kıtalar ötesinden gelip de Ortadoğu’yu kan gölüne çeviriyorsa.
*
Sen İsrail’e karşı “One Munite” çekip, sadece tüketim mallarını boykot ederek bir duruşum olsun isterken…
İsrail Mavi Marmara’dan özür dilemeyip, Gazze’yi hala bombalamaya devam ediyorsa.
*
Sen bölgede sözüm geçsin, güç odağı olayım isterken…
IŞİD denilen terör örgütü Musul konsolosluğunu basıp 49 personelini 74 gündür esir olarak tutuyorsa.
*
Sen “Suriyeli kardeşlerimizle Şam Emevi Camisinde Cuma namazı kılacağız” derken…
Suriye savaş uçağını düşürüyor, ülkendeki sınır kasabalarını bombalıyor ve dahası sınırının dibine PKK’ya bayrak çektiriyorsa.
*
Sen “Almanya doğal müttefikimiz, müstesna dostumuz, takdire şayan ticaret ortağımız” diye övgüler yağdırırken…
Onlar “Deniz Feneri” başta “17-25” Aralık süreci de dâhil olmak üzere beş yıldır seni dinliyor ve Almanya’ya yapacağın ziyaret öncesi medyasında “Gelme Bölme” diye manşetler atıyorsa.
*
Sen “Analar Ağlamıyor, Kan Akmıyor” diyerek “çözülme” sürecini “çözüm” diye millete yutturmaya çalışırken…
PKK terör örgütü yol kesiyor, kimlik kontrolü yapıyor, Askeri Garnizondan Türk bayrağını indiriyor, Lice’de ki terörist mezarlığına Eli Kanlı Bir Katilin heykelini dikiyorsa.
*
Dahası.
Ülkende; Sosyal ve ekonomik sorunların tavan yapmışsa…
Millet birbirine karşı kutuplaşmış, ötekileşmiş, ayrışmış durumdaysa…
Yasaklar, Yolsuzluk ve Yoksulluk artarak devam ediyorsa…
Yargı, Emniyet, TSK, Eğitim ve Sağlık SOS veriyorsa…
Ve sen; Tüm bunların altını dolduracak tek strateji olarak ortaya “algı yönetimini” koyuyorsan,
Bilesin ki ülkeyi felakete sürüklüyorsun.
Çünkü…
Söz sahibi olmak demek;
Sadece konuşmak,
Sadece tepki vermek,
Sadece gözdağı vermek değildir.
Yani “hapırıp köpürmeden” öte bir stratejinizin olması gerekir!
