Ülkücülük; Çocukluk ve Gençlik Aşkıdır
Bir önceki “Devşirme” başlıklı yazım okuyucularım tarafından olumlu ve olumsuz eleştiriler almış, bu konuda, gerek ziyaretime gelen, telefonla arayan, gerekse, sosyal medya üzerinden bazı ülküdaşlarımızla sohbetlerimiz olmuştu.
Bu gün aynı sohbete bu köşe yazısıyla devam etmek istedim.
Ülküdaşlarım;
MHP genel başkanlığının tartışılmaya açıldığı bu günler, bizleri düşünce olarak biraz eskilere taşımalı ve geleceği inşa edebilmek için geçmişe bir göz atmaya mecbur bırakmalıdır.
12 Eylül ihtilalinin ardından, yeniden, demokrasiye geçiş süreci ve siyasi partilerin kuruluş aşamalarında, ülkücüler kendilerine yeniden ve yine bir yol çizdiklerinde, “Muhafazakar Parti” etrafında toplanma kararı alınmıştı.
Bu gün MHP’ye genel başkan olmak isteyenlerin, o tarihlerdeki duruşunu ve bulunduğu yeri merak etmeyelim mi, sormayalım mı?
Ülkücü hareketin yol haritası yeniden çizilirken, gençlik “Bizim Ocak” dergisi etrafında toplanıp teşkilatlanırken, bu insanların o tarihlerde neler yaptığını merak etmeyelim mi?
“Muhafazakar Partiden” “Milliyetçi Çalışma Partisine” geçiş sürecini hep birlikte yaşamadık mı? Bu gün “doktrinler” devşirme dediğimiz insanların kaçı o tarihte sizlerle beraberdi?
Ülkücülükle, sağcılığı bir birinden ayırt edemeyen insanların, “Söğüt özünde” “MHP’yi” “ANAP’a” peşkeş çekme çabalarına karşı “Başbuğ Türkeş’in” düşüncelerinde ve yanında kaçı vardı?
Sizler “Bizim Ocakta, MÇP’de” bir paket çay, bir kutu şeker için aranızda para toplarken, geleceğin Türkiye’si için hayal kurup kafa yorarken, bu gün MHP’nin genel başkanlığına heves edenler, o tarihlerde nerelerdeydi?
Şimdi biz bir ülkücü olarak, ülküdaşınız olarak bu soruları sormayalım mı?
Aziz ülküdaşlarım;
Hepimizin, hareketimiz geçmişinde bir hatırası ve izi vardır, bunu da umumiyetle fotoğraflarla ölümsüzleştirmişizdir.
Ya bir mitingde, ya bir kurultayda ya da ocak gecelerinde.
Şimdi bu devşirme fikrin mensuplarına soruyorum?
Ülkücülük, çocukluk ve gençlik aşkıdır, sizlerin o aşka dair hatıraları var mı?
MHP’ye katıldığınız tarihten önce, ülkü ocaklarının bir bardak çayını içtiniz mi?
“Muhafazakar Parti” MÇP” ve “MHP” nin uzun siyaset yolculuğunda, bindiğiniz duraktan önceki emeğiniz nedir?
Ve siz, milyonlarca ülkücünün olduğu yerde, “MHP” genel başkanlığına talip olmayı hangi cesaretle kendinize yakıştırıyorsunuz?
Aziz ülküdaşlarım, bu sorular aynı zamanda sizler adına sorulmuş sorulardır, cevabı var mı, yok mu? Bende merak ediyorum.
Ve sözümü yeniliyorum, hiçbir devşirme fikir ülkücü harekete hâkim olamayacaktır. Buna ülkücüler asla müsaade etmez, etmeyecektir.