Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Prof. Dr. E. Semih Yalçın, yaptığı yazılı açıklamada, Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) son dönem siyasetini sert bir şekilde eleştirdi. Yalçın, yerel seçimlerden sonra CHP'nin "sağduyu, itidal ve dengeyi" tamamen yitirdiğini belirterek, İnönü döneminin tehlikeli siyaset oyunlarını taklit sürecine girdiklerini ifade etti.
YEREL SEÇİMLERİN SONUÇLARI CHP'Yİ ŞIMARTTI
Yalçın, yerel seçim sonuçlarının CHP yönetimini şımarttığını ve ayaklarını yerden kesip gözlerini kararttığını belirtti. CHP yöneticilerinin iktidar sevdasına kapıldığını ve eski genel başkanlarının erken seçim istemesinin de bu durumu teyit ettiğini söyledi. Yalçın, "CHP’nin partimiz aleyhindeki açıklamalarının dozu ve derekesi; yalan, iftira ve karalamaya dönük politikalar hususundaki eski alışkanlıklarını yansıtmaktadır," dedi.
CHP'YE YÖNELTİLEN TARİHÎ SORULAR
Yalçın, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin CHP’ye yönelttiği dört önemli soruyu yineledi:
- İmralı canisinin ve cezaevindeki terör mahkumlarının affını istiyor musunuz?
- Vatan topraklarının bir bölümünde bağımsız Kürdistan’ın kurulmasından yana mısınız? Beraber DEM’lendiklerinize söz verdiniz mi?
- Hangi dış mihrakların nam ve hesabına siyasi çalışma yürütüyor, Türkiye’nin geleceğini kimlerle konuşuyor, kimin folluğunda yatıyorsunuz?
- 37 kişinin katiline verilen cezalar hukuksuz ise, size göre hukuk nedir? Adalet nedir? Devlet nedir? Siyasi onur ve millet sevdası sizin meşrebinizde ne manaya gelmektedir?
CHP VE FETÖ İLİŞKİSİ
Açıklamasında CHP'nin FETÖ’nün desteğini de arkasına aldığını belirten Yalçın, Türkiye’de antidemokratik yollarla siyasi partilerin susturulabileceği dönemlerin geride kaldığını vurguladı. "Haysiyet cellatlığıyla siyasetçilerin baskı altına alındığı, korkutulmaya çalışıldığı dönemler bitmiştir," dedi.
CHP'NİN MHP'YE YÖNELİK SALDIRILARI
Yalçın, CHP’nin, partisi MHP’ye yönelik saldırılarının arkasında PKK ile iş tutma çabalarını gizleme amacının olduğunu belirtti. "CHP, geçmişte Demokrat Parti iktidarına ve hükümet üyelerine reva gördüğü gibi, şimdi de Cumhur İttifakı’nı ve MHP’yi hedefine koymuştur," ifadelerini kullandı. Ayrıca, CHP'nin genel başkanı Özgür Özel’in, MHP üzerinden haksız siyasi kazanç elde etmesine izin vermeyeceklerini belirtti.
DARBECİLİK VE VESAYETÇİLİK ELEŞTİRİSİ
CHP'nin darbeci ve vesayetçi zihniyete geri döndüğünü ifade eden Yalçın, CHP'nin Atatürk’ün Cumhuriyet’i kuran partisini teröristlerin uğrak yeri ve vatan hainlerinin sığınma evi hâline getirdiğini söyledi. Yalçın, bu zihniyetle kamuoyu önünde hesaplaşacaklarını da vurguladı.
MHP’li Yalçın’ın açıklaması şu şekilde;
“Geride bıraktığımız Mahallî İdareler Seçimlerinden sonra sevindirik olan; zaten fukarası olduğu sağduyu, itidal ve dengeyi büsbütün yitiren CHP; İnönü döneminin tehlikeli siyaset oyunlarını taklit sürecine girmiştir.
Yerel Seçimlerin “muvakkat” sonuçlarıyla cesaretlenip gazlanan CHP’de kuvve halindeki darbeci, vesayetçi ve müdahaleci zihniyetin, fiiliyata geçmeye başladığı müşahede edilmektedir.
CHP’nin politika geleneklerinin temel taşlarını oluşturan yalan, haksız isnat, haysiyet cellatlığı ve iftira; programlı kampanyalara dönüşmüştür.
Yerel Seçimlerin sonuçları CHP yönetimini şımartmakla kalmamış, ayaklarını yerden kesip gözlerini karartmıştır.
CHP yöneticilerinin başları bulutlarda, ayakları muallakta, yürekleri de iktidar sevdasındadır.
Eski genel başkanlarının, uğradığı acı yenilgiyi unutup aşka gelerek pişkin pişkin erken seçim istemesi de ateşin CHP bacasını sardığının habercisi olmuştur.
Hızını alamayan CHP yönetimi ve sözcüleri, hadsizlikte sınır tanımayıp Sayın Genel Başkanımıza dil uzatmakta, Divan üyelerimize isim vermeden saldırmaktadır.
CHP yönetimi gemi azıya almıştır.
CHP’nin partimiz aleyhindeki açıklamaların dozu ve derekesi; yalan, iftira ve karalamaya dönük politikalar hususundaki eski alışkanlıklarını yansıtmaktadır.
CHP’nin, MHP’yi hedefe koyan açıklamalarının 27 Mayıs Askerî Darbesi’nin yıldönümüne denk gelmesi tesadüf değildir.
CHP gerçek yüzünü ele vermiş, cürmümeşhut hâlinde yakalanmıştır.
Siyasi hayatının tamamı demokrasi mücadelesiyle geçen ve bu uğurda şehitler veren MHP, aynı süre zarfında üniformacı ve postalcı CHP zihniyetiyle de uğraşmıştır.
Bugünkü CHP; işte o günkü CHP’ye özenmekte, öykünmektedir.
Yerel Seçim sonuçlarının yol açtığı boşboğazlık ve şımarıklıkla CHP’de cuntacı, darbeci, müdahaleci, kışlacı kafa yeniden harekete geçmiştir.
CHP borazanı sosyal medya ile TV’ler ve gazeteler; CHP’nin yöneticileriyle aynı tempoda, hep bir ağızdan MHP’ye saldırmaktadır.
CHP, geçmişte Demokrat Parti iktidarına ve hükümet üyelerine reva gördüğü gibi, şimdi de Cumhur İttifakı’nı ve MHP’yi hedefine koymuştur.
CHP, FETÖ’nün desteğini de arkasına almıştır.
Ancak artık Türkiye’de eski çamlar bardak olmuştur ve antidemokratik yollarla siyasi partilerin susturulabileceği, sesinin kısılabileceği dönemler gerilerde kalmıştır.
Haysiyet cellatlığıyla siyasetçilerin baskı altına alındığı, korkutulmaya çalışıldığı dönemler bitmiştir.
Demokrasi mazlumlarının darağaçlarına gönderildiği, siyasi parti ileri gelenlerinin hapishanelere doldurulduğu devirler kapanmıştır.
Darbecilerin demokrasiye yön verdiği dönemler tarihe gömülmüştür.
MHP’ye yönelik CHP saldırganlığının, huşunetin arkasındaki gerçekler elbette bundan ibaret değildir.
Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli’nin cevap beklediği tarihî sorular karşısında afallayıp sarsılan CHP yönetimi; polemikle işin içinden sıyrılmaya, siyasi hücumları gerçekleri çarpıtarak savuşturmaya çalışmaktadır.
Şimdi Genel Başkanımızın size yönelttiği dört soruyu tekrar hatırlatıyoruz. Lütfen bu sorulara mugalata yapmadan sağını solunu oynatmadan cevap veriniz.
1– İmralı canisinin ve cezaevindeki terör mahkumlarının affını istiyor musunuz?
2- Vatan topraklarının bir bölümünde bağımsız Kürdistan’ın kurulmasından yana mısınız? Beraber DEM’lendiklerinize söz verdiniz mi?
3- Hangi dış mihrakların nam ve hesabına siyasi çalışma yürütüyor, Türkiye’nin geleceğini kimlerle konuşuyor, kimin folluğunda yatıyorsunuz?
4- 37 kişinin katiline verilen cezalar hukuksuz ise, size göre hukuk nedir? Adalet nedir? Devlet nedir? Siyasi onur ve millet sevdası sizin meşrebinizde ne manaya gelmektedir?
CHP’nin, partimizle alakası bulunmayan bir menfur cinayeti günlerdir diline dolaması, PKK’nın siyasi acentesiyle iş tuttuğunu gözlerden uzaklaştırma çabasının bir parçasıdır.
Buradan CHP yönetimine açık açık sesleniyoruz.
Eğer sözünüzün eriyseniz, eğer ciddiyseniz; iftira ve haksız isnat yerine, hukuk yolunu işletiniz.
Adliye önlerinde kuyruk olup adalete müracaat ediniz.
Temcit pilavı gibi ısrarla kamuoyu gündeminde tuttuğunuz cinayetle ilgili elinizde ne belge, ne bilgi varsa mahkemeye ulaştırınız.
Laf kalabalığı yapmayınız.
Tribünlere oynamayınız.
Hepsinden de önemlisi, Sayın Genel Başkanımızın yaman sorularını bir an önce cevaplayınız.
Sıkıysa PKK’nın siyasi kolu olan Dem Parti ile ne iş çevirdiğinizi halka açık açık anlatınız.
Yumuşamadan bahis açılıyorsa, böyle bir şeye ihtiyaç hissediliyorsa, ilk önce normalleşmenin gerçekleşmesi gerekir. Normalleşme ise önce hesaplaşma daha sonrada helalleşme ile mümkündür. CHP, PKK ve Fetö ile hesaplaşıp, Türk Milleti ise helalleşebilecek midir?
Artık Atatürk’ün baş tacı ettiği ve Cumhuriyet’in mayasına kattığı Türk milliyetçiliğini nasıl partisinden temizleyip nefret ettiği sosyalizmi rehber edindiğinizi açıklayınız.
Heyhat! Biz bu filmi çok kereler seyrettik…
Yalan, iftira ve çamur siyaseti CHP’nin gıdasıdır.
CHP’nin niyeti, tıyneti, meşrebi; darbecilik, müdahalecilik ve vesayetçiliktir.
Huylu huyundan vazgeçmez.
Can çıkar huy çıkmaz.
Lakin cemaziyülevvelini ve kıratını çok iyi bildiğimiz Özgür Özel’in, bizim üzerimizden haksız siyasi kazanç elde etmesine izin ve fırsat vermeyeceğiz.
Saldırgan CHP politikaları karşısında bir milim gerilemeyeceğiz.
Hak bildiğimiz yolda ilerleyeceğiz.
Postalların, tank paletlerinin gıcırtısına sığınıp silahların gölgesinde serinlemek isteyenleri sevindirmeyeceğiz.
Meşru siyaset zemini yerine kışlalarda iktidar arayan, siyasi kin ve açlığını tatmin etmek için darağaçlarını, mahpus damlarını referans veren CHP yönetimini hayal kırıklığına uğratmaya devam edeceğiz.
Atatürk’ün Cumhuriyet’i kuran partisini teröristlerin uğrak yeri, vatan hainlerinin sığınma evi; ahlaksız, düzenbaz ve müfterilerin kahvehanesi hâline getiren zihniyetle kamuoyu önünde hesaplaşacağız.
Körle yatanın nasıl şaşı kalktığını ileride milletçe göreceğiz.”