SİYASET

Adalet Bakanı Tunç, gazetecilere açıklamalarda bulundu:

- "(Gazze) Maalesef ateşkesin sağlanmaması için de İsrail'e destek veren başta Amerika Birleşik Devletleri var. Uluslararası Ceza Mahkemesi başsavcısının tutuklamaya yönelik yakalama kararı talep ettiği bir kişi maalesef Amerika Birleşik Devletleri kongresinde ayakta alkışlanarak, soykırım suçuna o kongre üyeleri ortak olduklarını bütün dünyaya ilan ediyorlar. Böyle bir dünya tarihine geçen kara bir lekeyi maalesef görüyoruz" - "Bugün de Filistin'de özellikle uluslararası mahkemelerin, uluslararası kuruluşların, Birleşmiş Milletlerin organlarının kararlarına uyulmadığı ve uyulmamasının da bir yaptırımının olmadığını üzülerek görüyoruz. İsrail zaten bir asırdan bu yana yüze yakın Birleşmiş Milletler kararı, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi kararına uymadı"

İSTANBUL (AA) - Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, "(Gazze) Maalesef ateşkesin sağlanmaması için de İsrail'e destek veren başta Amerika Birleşik Devletleri var. Uluslararası Ceza Mahkemesi başsavcısının tutuklamaya yönelik yakalama kararı talep ettiği bir kişi maalesef Amerika Birleşik Devletleri kongresinde ayakta alkışlanarak, soykırım suçuna o kongre üyeleri ortak olduklarını bütün dünyaya ilan ediyorlar. Böyle bir dünya tarihine geçen kara bir lekeyi maalesef görüyoruz." dedi.

Anadolu Ajansının (AA) Global İletişim Ortağı olduğu "İnsanlık için Kayıt Altında İnisiyatifi" ve Al Jazeera 360 Dijital Platformu tarafından hazırlanan "Şifa Hastanesi-14 Günlük Vahşet Belgeseli"nin gala gösterimi öncesi İstanbul Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı'nda gazetecilere açıklamalarda bulunan Tunç, Şifa Hastanesi'nin dünyanın gözü önünde İsrail tarafından yıkılıp, yakıldığını ve şehitler verildiğini anımsattı.

Tunç, 7 Ekim'den bu yana Gazze'de, Filistin'de insanlık suçu işlenmeye devam ettiğini vurgulayarak, bugüne kadar 40 binden fazla Filistinlinin şehit edildiğini, bunlardan 17 bininin çocuklardan, yaklaşık 10 binden fazlasının da kadınlardan oluştuğunu dile getirdi.

Sivillerin üzerine bombalar yağdırılmaya devam ettiğini belirten Tunç, şunları söyledi:

"7 Ekim'den bu yana uluslararası kuruluşlar, bu katliamı durduramadı. İnsanlık vicdanı rahatsız oluyor, Avrupa'da, Amerika'da, dünyanın değişik ülkelerinde insanlar sokaklara taşıyor, meydanları dolduruyor. İsrail'i kınıyor, Filistin'e destek veriyor ama maalesef insanlığı temsil ettiğini düşündüğümüz uluslararası kuruluşların gücü bu katliamı, bu soykırımı durdurmaya yetmedi. Birleşmiş Milletler soykırımın önlenmesi sözleşmesinin bütün unsurları 7 Ekim'den bu yana Filistin'de maalesef İsrail tarafından ihlal edildi. Zaten bir asırlık mesele, oradaki insanların toprakları işgal edilerek orada bir İsrail Devleti oluşturuldu ve hala bu işgal giderek oradaki insanları yerinden, yurdundan ederek devam ediyor. En son Hamas lideri Heniyye'nin şehit edilmesiyle de farklı bir boyut kazandı."

Bakan Tunç, Türkiye olarak bugüne kadar hep Filistin'in yanında olduklarını ve olmaya da devam ettiklerini dile getirerek, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde bütün kadroların önemli çalışmalar yürüttüğünü ifade etti.

İnsani yardımlar noktasında desteklerinin devam ettiğini ve amaçlarının bir an önce orada ateşkesin sağlanması olduğunu söyleyen Tunç, "Maalesef ateşkesin sağlanmaması için de İsrail'e destek veren başta Amerika Birleşik Devletleri var. Uluslararası Ceza Mahkemesi başsavcısının tutuklamaya yönelik yakalama kararı talep ettiği bir kişi maalesef Amerika Birleşik Devletleri kongresinde ayakta alkışlanarak, soykırım suçuna o kongre üyeleri ortak olduklarını bütün dünyaya ilan ediyorlar. Böyle bir dünya tarihine geçen kara bir lekeyi maalesef görüyoruz. Bu üzücü olaylara da tanık oluyoruz." diye konuştu.

Uluslararası Ceza Mahkemesi savcısının yürüttüğü soruşturmanın bir an önce davaya dönüşmesi gerektiğini vurgulayan Tunç, şöyle konuştu:

"Diğer yandan da Uluslararası Adalet Divanı'nda soykırım sözleşmesini ihlal ettiği için Güney Afrika'nın başlattığı bir dava var. O davaya biz ilk andan itibaren görüşlerimizi Türkiye olarak beyanlarımızı sunmuştuk. Dışişleri Bakan Yardımcımız Sayın Ahmet Yıldız konuşma yapmıştı orada. Türkiye'nin beyanlarını sunmuştu. Geçtiğimiz haftalarda da o davaya katılma talebini Türkiye olarak ilettik ve davanın takipçisiyiz. Uluslararası Adalet Divanı iki kez tedbir kararı verdi. Soykırımın önlenmesi, insani yardımların engellenmemesi noktasında. Maalesef bu tedbir kararları Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi tarafından da uygulanamadı bugüne kadar."

- "Desteklerimizi sürdürmeye devam edeceğiz"

Adalet Bakanı Tunç, uluslararası sistemin insanlığın sorunlarına çare olmadığını Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın her defasında söylediğini aktararak, şunları dile getirdi:

"Bugün de Filistin'de özellikle uluslararası mahkemelerin, uluslararası kuruluşların, Birleşmiş Milletlerin organlarının kararlarına uyulmadığı ve uyulmamasının da bir yaptırımının olmadığını üzülerek görüyoruz. İsrail zaten bir asırdan bu yana yüze yakın Birleşmiş Milletler kararı, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi kararına uymadı. Yani burada uluslararası hukukun hiçbir kuralını tanımayan bir devlet demeye artık dilimiz varmıyor... Orada katliam yapan bir yapı karşımızda duruyor. Biz Türkiye olarak Sayın Cumhurbaşkanı'mızın liderliğinde Filistinli kardeşlerimizin daima yanında olmaya, orada çocuk katliamının durması ve mazlumların katledilmesinin önüne geçilmesiyle ilgili olarak mücadelemizi hem uluslararası hukukun işletilmesi anlamında hem de diğer konularda ve insani yardımlar noktasında desteklerimizi sürdürmeye devam edeceğiz."

Tunç, Filistinli şehitleri rahmetle anarak, İsrailli saldırganları da bir kez daha lanetledi.

Programın önemli olduğunu belirten ve emeği geçenlere teşekkür eden Tunç, Filistin meselesinde önemli konuların gündeme taşındığı için TRT ve Anadolu Ajansını da tebrik etti.

Bütün basın kuruluşlarının dünyaya Filistin'deki, Gazze'deki insanlık dramını, insanlık suçlarını ifşa ettiğini belirten Tunç, "Türkiye basını bu konuda gerçekten takdire şayan bir tutum sergiledi. Hala da sergilemeye devam ediyor. Anadolu Ajansı orada şehit verdi. Şehit vermesine rağmen mücadelesini orada sürdürdü ve orada topladıkları fotoğraflar, video çekimleri, canlı kayıtlar aslında insanlık tarihine hem bir belge hem de devam eden yargı süreçlerinde birer kanıt, birer delil olacak. O nedenle Anadolu Ajansımızın o kayıtları da önemli. Bugün Anadolu Ajansının bölgede çekilen fotoğraflarla ilgili bir sergisini de hep beraber görmüş olacağız." diye konuştu.