MHP Genel Başkan Yardımcısı İsmail Faruk Aksu, Bartın'da gerçekleşen “Bir ve Birlikte Hilal'e Doğru Türkiye Toplantıları” kapsamında konuşma yaptı.

MHP'li Aksu'nun açıklaması şu şekilde;

Muhterem dava arkadaşlarım,

Kıymetli Basın Mensupları,
Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli’nin talimatları doğrultusunda; kardeşliğimizi ve birliğimizi perçinlemek, Partimizin duruşunu ve görüşlerini ifade etmek üzere düzenlediğimiz “Bir ve Birlikte Hilal’e Doğru Türkiye Toplantı”mıza hoş geldiniz.

Sözlerimin başında siz değerli dava arkadaşlarıma ve saygıdeğer misafirlere Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli Bey’in selam ve muhabbetlerini iletiyorum.

Toplantımızın Partimiz, ülkemiz ve Bartın’ımız için hayırlara vesile olması dileğiyle hepinize saygılar sunuyorum.

Bölge Toplantımızı; Bartın, Karabük ve Zonguldak teşkilatlarımızın birlikteliğinde gerçekleştiriyoruz.

Ev sahipliği için Bartın İl Başkanlığımıza ve bu güzel organizasyonda emeği geçenlere teşekkür ediyorum.

Toplantımızda siyaseti, Milliyetçi Hareket Partisinin milli ülküler istikametinde Türk siyasetindeki dinamik, yol gösterici, inisiyatif alıcı etkisini ve ülke gündemini değerlendireceğiz.

Milliyetçi Hareket Partisi olarak Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli’nin liderliğinde, Türk milletinin menfaatlerini her şeyin üzerinde gören bir bakış açısıyla “Her Şeyden Önce Türkiye” diyor, milli varlığımızı ve bekamızı koruyan duruşumuzdan asla vazgeçmiyoruz. 

“Önce ülkem ve milletim, sonra partim ve ben” düsturuyla tavizsiz bir şekilde çalışmalarımızı sürdürüyoruz.

Milli mücadele ruhu ve milli irade kararlılığı ile siyaset yapıyor, gelişmeleri Ankara merkezli ve Türkçe bakış açısı ile değerlendiriyoruz. 

Ne yaptığımızın ve nereye ulaşacağımızın bilincindeyiz. 

Bizler aziz milletimizin güvenliğini ve refahını her şeyin üzerinde tutan bir anlayışla hareket ediyor, adımlarımızı her zaman olduğu gibi Türk milletinin menfaatleri doğrultusunda atıyoruz.

Gündelik siyasi hesaplar yapmıyoruz. 

Bu günün popülist beklentilerini karşılamanın değil, yarının köklü engellerini kaldırmanın peşindeyiz. 

Günü kurtarmanın değil, gelecek nesillerin ve geleceğin süper güç Türkiye’sinin hedef ve hesabındayız.

Bütün gayemiz, aziz milletimizi hak ettiği şekilde temsil etmek, layık olduğu gelişmişlik seviyesine çıkarmak ve tüm sorunlarına kalıcı çözümler üretmektir.

Çünkü Milliyetçi Hareket Partisi, istikbaldir, istiklaldir, bekadır, güvencedir, millettir, Türklüktür, son kaledir.

Siyasetini, program ve politikalarını Türk milletini ve Türk devletini ilelebet yaşatma ülküsü doğrultusunda şekillendiren Partimiz; Türk siyasetine ve demokrasisine, milli birliğe, ekonomik ve sosyal hayatın gelişmesine önemli katkılar sunmuş şerefli bir maziye sahip, Türk milliyetçiliğinin siyasi burcudur.

Duruşumuz Türk milletinin duruşu, ufkumuz Kızılelma ufkudur.

Parti olarak milli varlığımıza her daim sahip çıkıyor, tarihimizi doğru okuyoruz.

Ne yaptığını bilen kararlı adımlarla geleceği inşa edebilmek için çalışıyoruz.

Milletçe sırt sırta verdikçe Türkiye’nin çözemeyeceği, altından kalkamayacağı, üstesinden gelemeyeceği hiçbir sorununun olmadığına,  hiçbir engelin karşımızda duramayacağına inanıyoruz. 

Hep birlikte Türkiye’yiz, hepimiz Türk milletiyiz ve önümüzdeki yüz yıla “Türk Mührü”nü vurmanın kararlılığındayız.

Hiç kimse merak etmesin, kaygı veya korkuya kapılmasın; bayrak çekildiği gönderden inmeyecek, Türkiye Cumhuriyeti’nin tarihsel varlığını ve hükmü şahsiyetini tahrip etmeye kimsenin gücü yetmeyecektir.

Çünkü biz, Milliyetçi Hareket Partisi’yiz; cumhurla Cumhuriyeti kucaklaştıran, geçmişle geleceği kaynaştıran Cumhur İttifakı’yız.

Değerli dava arkadaşlarım;

Küresel dengeler her geçen gün değişmekte, kutuplaşmalar, bölgesel gerilimler artmakta, sıcak çatışma alanları devamlı genişlemektedir.

Ortadoğu’da yaşanan gerilim, savaş ve katliamlar bölgesel barışı tehdit etmektedir.

Sözde medeni dünya, yapılan katliamlar, yaşanan adaletsizlikler ve insani dramlar karşısında sessizdir. 

Bunu mümkün kılan uluslararası sistem sancılıdır ve insan hakları ve adaletten yoksun uluslararası kurumların bu haliyle devamı da zordur.

Ekonomik, ticari ve siyasi kutuplaşmaların yumuşama yerine daha da katılaşacağı bir dönemin kapıları açılmıştır.

Bölgemiz ateş çemberidir.

Türkiye potansiyel bir tehditle karşı karşıyadır.

Ülkemizin birçok cephede bulunmasını zorunlu kılan bu durum, her şeyden önce iç cepheyi güçlendirmeyi, milli birliği tahkim etmeyi zorunlu kılmaktadır.

Çok şükür Türkiye, böylesi bir ortamda huzur ve güven adası olarak öne çıkmaktadır. 

Ekonomik yaptırımlara, salgın, deprem ve terörle mücadeleye rağmen kalkınma hedeflerine kararlılıkla yürümekte, milletimizin huzur ve refahını artırmaktadır.

Türkiye büyüyen, istihdam yaratan, ihracatını artıran, cari açığını düşüren, en az borçlu ve güven duyulan ülkelerden birisidir. 

Millî gelirini 1 trilyon doların üzerine çıkarabilen az sayıda ülke arasındadır.

İstihdamını bir yılda bir milyondan fazla artırarak toplam istihdamını yaklaşık 33 milyona çıkarmayı başarmıştır.

Enflasyonda yürütülen kararlı mücadele sonuç vermiş, vatandaşlarımızın hayat pahalılığının azaldığını hissedeceği bir sürece girilmiştir.

Türkiye yaptığı büyük enerji, ulaştırma sanayi ve savunma sanayi yatırımlarıyla; kapsayıcı eğitim, sağlık, sosyal güvenlik ve sosyal koruma politikalarıyla dünyada öne çıkmıştır.

Bazı sorunlarımız olsa da Cumhur ittifakı birlikteliğinde hepsinin üstesinden gelinecektir.

Türkiye lider ülke olma hedefini mutlaka gerçekleştirecektir.

Bununla birlikte, terör ve bölücülük önümüzdeki en büyük engeldir ve milletçe büyük bedeller ödediğimiz terör belasıyla daha fazla yaşamamız, böylesi bir kanlı külfete daha fazla katlanmamız da mümkün değildir.

Terörizm, bir yandan milli birlik ve bekamızı tehdit ederken bir yandan da Türkiye’ye yönelik emperyalist düşmanlığın bir aracı halindedir. 

Bu nedenle Türkiye, yeni yüz yılda terörü tamamen bitirmelidir ve bitirecektir.

Esasen yürütülen destansı mücadeleyle hiçbir terörist için emniyetli bir alan kalmamıştır. 

Ancak dağlarda temizlenen teröristlerin yanında, bölücülüğün yuvalandığı siyasi ve sivil toplum kolonlarını kesmek de milli beka meselesidir. 

Hem siyaset alanında boy gösterip hem de silahlı teröristlere sırt dayamak gayri meşru, gayri hukuki ve antidemokratiktir.

Zira silah varsa siyaset yoktur.

Terör varsa demokrasi yoktur.

Herkes silah ve siyaset arasında tercihini yapmak durumundadır.

Geldiğimiz noktada Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli’nin ifade ettiği gibi terör örgütü PKK’nın önünde 3 seçenek vardır. Bunlar;

Terör eylemlerine koşulsuz olarak derhal son vermek,

Silahlarıyla Türkiye Cumhuriyeti devletine teslim olmak,

Türk adaletinin vereceği hükme razı olarak cezalarını çekmektir.

Bunun dışında herhangi bir çözüm, alternatif bir seçenek de bulunmamaktadır.

Ülkemizi bölmek için faaliyet gösteren terör çeteleri, eğer bunları yapmaz teslim olmazlarsa Türk’ün demir yumruğu, mutlaka kafalarına inecektir.

Milliyetçi Hareket Partisi şehidin şühedanın hakkını sonuna kadar savunacak ve koruyacak, milleti etnik kabilelere ayırmaya kimsenin gücü yetmeyecektir.

Unutmasınlar ki, en büyük gücümüz çelik gibi sağlam milli birliğimizdir.

Terörün bitmesi milli ülküdür.

Bu ülkü doğrultusunda Cumhur ittifakı kararlılığıyla terör tümüyle bitecek, bölücülük tasfiye edilecektir.

Gayemiz ve gayretimiz buna yöneliktir.

Yeni yüzyılda, yeni Türkiye ortamında, yeni hayat ve yeni siyaset çerçevesinde; milli gayeyle, insanlarımızı yüksek refah seviyesine ve huzurlu bir hayata ulaştıracak yolları inşa etmek için gayret ediyoruz.

Türkiye’ye yönelik tehditlerin arttığı, egemenlik haklarımızın, milli güvenliğimizin söz konusu olduğu bu kritik süreçte milli hedeflere ulaşmak için iç cephemizi güçlü tutmak şarttır.

Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli işte bu atmosferde yaptığı tarihi çağrı ile tüm ezberleri bozmuş, ülkemizin prangalarını çekip çıkarmak için Cumhuriyet tarihinin en cesur adımlarından birini atmıştır.

Sayın Genel Başkanımızın bu hamlesi, tarihe yön veren, Türk milletini geleceğe taşıyacak kutlu bir duruşun, devlet ve milletiyle her şeyden önce Türkiye anlayışının, köklü bir “Devlet Aklı”nın tezahürüdür.

Terörü bitirme, bu beladan milletimizi tamamen kurtarma kararlılığıdır. 

Bu çağrıyla Sayın Genel Başkanımız süregelen küresel ve bölgesel tehdide karşı herkesi bir kez daha uyarmış, bu süreçte milli birliğimizi sağlamlaştırmanın, iç cepheyi güçlendirmenin önemini vurgulamıştır.

Terörden beslenen, kaos ve kargaşadan medet umanların aklını almış, nefeslerini kesmiştir.

MHP’nin Türk siyasetinin yolunu tıkayan değil, siyasetin ve demokrasinin alanını genişleten, önünü açan siyasi parti olduğunu göstermiştir.

Bu hamle emperyalizmin bölgemize dönük şer planlarını, millî bütünlüğümüzü hedef alan kirli hesaplarını boşa çıkararak milletçe kenetlenebilmeyi amaçlamıştır.

Herkes iyi bilmeli ki, Milliyetçi Hareket Partisi varsa orada ihanete geçit, hıyanete müsaade yoktur.

Kıymetli dava arkadaşlarım, saygıdeğer misafirler,

Biz bütün gücümüzle milli birliğimizi güçlendirmeye, terörü bitirmeye, huzuru sağlamaya çabalarken CHP bunu sabote etmek, kaos ve kargaşa çıkarmak için her yolu denemeye başlamıştır. 

Terörle işbirliği yapan belediyelerde uygulanan meşru bir geçici tedbir kararını bahane ederek, terör sözcülüğüne soyunmuştur. 

Atatürk’ün partisi olduğunu söyleyen CHP, Cumhuriyeti yıkmaya çalışanlarla işbirliği yapmış, Esenyurt’ta ortak miting düzenleyerek değerlerimize kin kusmuştur.

CHP, terörü ve terör yandaşlarını masum ve meşru göstermek için çırpınmaktadır. 

Bunu da ne yazık ki demokrasi söylemleriyle yapmaktadır.

Oysa terör ve demokrasi yan yana gelemez.

Kurucu ilkelerden ve Atatürk’ten uzaklaşarak yönünü şaşıran CHP, her gün yeni bir provokasyona imza atıyor. 

Son olarak da ülkemizde huzuru ve güvenliği sağlamakla görevli İçişleri Bakanına fiili müdahale ile Meclis Plan ve Bütçe Komisyonuna sokmamaya çalışmaları, şiddete başvurmaları, lafta demokrat özde zorba olduklarını bir kez daha milletimize göstermiştir. 

Yaptıkları hukuk tanımazlık ve düpedüz zorbalıktır. 

Gazi Meclisimiz kavganın ve zorbalığın yeri değildir ve olamaz. 

Belli ki CHP milli birlikten ve Türkiye’nin yükselişinden rahatsızdır ve emperyalizmin tuzağına düşmüştür.

Nitekim Kürt kardeşlerimizi bir sorun olarak tanımlayan kürt sorunu çıkışları da ayıplı bir yaklaşımdır.

Türkiye Cumhuriyeti’nin her vatandaşı eşittir ve eşit haklara sahiptir.

Devletimizin kurucusu ve sahibi topyekûn büyük Türk milletidir.

Bir sorunumuz varsa ki vardır, o da “bölücülük sorunudur, terör sorunudur”.

Bugüne kadar, Türkiye’de hiç kimse ikinci sınıf insan muamelesi görmemiştir.

Hiçbir vatandaşımız bu ülkenin ötekisi sayılmamıştır.

Partimiz, tüm vatandaşlarımızı etnik, dini veya mezhebi kökenine, ana diline bakmadan bir ve eşit görmekte, yapay gerekçelerle farklılıklarının körüklenmesine şiddetle karşı çıkmaktadır.

Bize göre herkes eşittir Türkiye’dir.

Kürtler de, Aleviler de bizim canımız, can beraberimizdir. 

Ayrımız, gayrımız yoktur.

Bu doğrultuda Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi; siyasî ve toplumsal uzlaşmanın esas olduğu, millî hedeflere birlikte yürüme kararlılığının hukukî zemininin oluşturulduğu, Cumhuriyet tarihinin en önemli yönetim reformu olarak toplumsal ayrışma ve ayrımcılığa set çekmiştir.

Bu şartlar altında artık terör baronlarını hayal kırıklığına uğratmak ve bölücülüğe set çekmek milli ve manevi bir vecibedir.

Türk milleti ayrılıkçılığı, fitne ve fesat yuvalarını bağrından söküp atmaya muktedirdir ve inşallah da atacaktır.

Değerli dava arkadaşlarım, 

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi Türkiye Cumhuriyeti’ni önümüzdeki yüzyılda sırtlayacak yönetim yapısıdır ve yüz yıllık takvim de işlemeye başlamıştır.

Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli, millî mutabakatla Türkiye’nin lider ülke ve küresel bir güç olması için önümüzdeki yüzyılın hedeflerini stratejik bir vizyonla ortaya koymuştur.

Liderimizin açıkladığı yüzyıllık vizyon çerçevesinde Türkiye; 2053, 2071, 2077, 2118 ve nihayetinde Cumhuriyetimizin 200. Yılı olan 2123’hedeflerine ulaşacak, çağın kudreti haline gelecektir. 

Gelen Türk asrı, geleceğin gücü Türkiye’dir.

Türk ve Türkiye Yüzyılında ayak bağlarımız tümüyle sökülüp atılacak, Yüzyıl huzurun yüzyılı olacaktır.

Buna inanıyor, bu amaçla çalışıyoruz.

Sağa sola sapmadan, arkaya bakmadan, Liderimizin sözü sözümüz, yolu yolumuz diyerek onun gösterdiği istikamette hedeflerimize kararlılıkla yürümeye devam edeceğiz. 

Parti politikalarımızı herkese anlatacak, daha çok gönüle gireceğiz. 

Muhterem Genel Başkanımızın uzattığı elin terörü bitirmeye, iç cepheyi güçlendirmeye, Türkiye’nin milli ülküler istikametinde geleceğini inşa etmeye, milletimizi kalıcı huzur ve refaha kavuşturmaya yönelik olduğunu vurgulayacağız.

Fitne yuvalarına göz açtırmayacak, kulak asmayacağız.

“Her şeyden önce Türkiye diyorsan vakit tamamdır, söz konusu vatandır” diyeceğiz.

Gelin bir olalım, beraber olalım, hep birlikte Türkiye olalım çağrısını yapacağız ve milli birlikle Lider ülke Türkiye’yi inşa edeceğiz.

Gayret bizden, Tevfik Allah’tandır.

Bu düşüncelerle toplantımızın hayırlara vesile olmasını diliyor, bu muhteşem katılım için sizlere teşekkür ediyorum.

Ne mutlu Türküm diyene.

Editör: Haber Merkezi