TBMM’de 2025 Bütçe mesaisi tüm yoğunluğuyla devam ediyor. Cumhurbaşkanlığı ve Bağlı Kuruluşların bütçesinin görüşüldüğü oturumda MHP Grubu adına konuşan Genel Sekreter Yardımcısı, İzmir Milletvekili Tamer Osmanağaoğlu; Milli İstihbarat Teşkilatının gerçekleştirdiği faaliyetlere dikkat çekerek bu kuruma ayrılacak bütçenin bir harcama kalemi olarak değil milli bekamızın bir sigortası olarak görülmesi gerektiğini söyledi.

MİT, terör örgütlerinin faaliyetlerini engelleyen ve sahada belirleyici bir aktördür

Konuşmasında Suriye’deki gelişmelere de dikkat çeken Osmanağaoğlu; “Son iki asır içinde; emperyalist emel sahibi başat aktörlerin “Ortadoğu”nun dışında Afrika ve Türkistan coğrafyasını da mücadele alanı haline getirdiğine hep birlikte şahitlik ediyoruz. Hali hazırda mücadele alanlarının başında gelen hemen güneyimizde, günler kan ve gözyaşıyla günleri kovalarken, zamanın çelikten dişlileri geri dönülmesi zor gelişmeleri ardı ardına doğururken, kulaklarımızı tıkamamız elbette düşünülemeyecektir. Bu sorumluluk şuurunun Türk milletinin azametli tarihinin yanında modern dünyanın idare mekanizması içindeki sorumluluklarıyla birlikte doğduğu da bir gerçektir.” dedi.

“Takdiri hak eden bir diğer husus ise; Türkiye’nin, çatışmanın önlenmesi, barışa zorlama, barışı koruma, barış inşası, insani yardım, barışın sürdürülmesi, barışın kalıcılığının tesisi gibi konularda, dünyanın birçok noktasında etkin bir şekilde rol almasıdır.” İfadelerini kullanan Tamer Osmanağaoğlu “Suriye’deki son gelişmelerde dahi MİT, terör örgütlerinin faaliyetlerini engelleyen ve sahada belirleyici bir aktör olarak öne çıkmıştır. Nokta operasyonlarla terör örgütü yöneticilerinin etkisiz hâle getirilmesi, MİT’in etkinliğinin en somut göstergelerindendir.” dedi.

BU AKIL KORUNMALI VE SAHİPLENİLMELİDİR

“ABD’nin, Fransa’nın, İngiltere’nin ve nice sömürgeci zihniyetin malına, namusuna ve canına kastettiği mazlumların sesine ses veren; Liberya’da, Nijerya’da, Mali’de Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nde, Güney Sudan’da, Burkina Faso’da ve dünyanın birçok noktasında hak edene hakkını verdiren akıl bu akıldır!” diyen Osmanağaoğlu şunları söyledi: 

“Türkiye;  “huzur ve istikrar” konusunda küresel bir referans değeri olarak gösterilen ve değeri gün geçtikçe daha iyi anlaşılan bir ülkedir. Türkiye’nin bu konumunu güçlendiren Milli İstihbarat Teşkilatımız, milletimizin istiklal ve istikbal mücadelesinde bayraktarlık yapmaktadır. İmparatorluk bakiyesi kardeş diyarlara kök salmış asırlık bir çınar, düşmanlarımıza korku salan kadife eldiven içindeki çelik bir yumruktur. Bu sebeple de ulusal ve uluslararası birçok karalama kampanyasıyla hedefe oturtulmaya çalışılmaktadır. Sadece diplomatik değil stratejik bir duruşun göstergesi olan; Sayın MİT Başkanı’nın Emevi Camii’nde namaz kılması gibi sembolik adımların eleştirilmesi de bu diplomatik ve stratejik duruşu kavrayamamaktan gelmektedir.

HALEP İLİKLERİNE KADAR TÜRK VE MÜSLÜMANDIR

“Türk Dünyasının Bilge Lideri, Sayın Genel Başkanımız Devlet Bahçeli; yıllar önce “Halep iliklerine kadar Türk ve Müslümandır.” dediğinde, ne demek istediğimizi algılayamayanları, yan bakanları, ne biz ne de Türk milleti unutmayacak! 

Suriye’deki işkencelere, zalimliklere tepki gösterip, “Türk milleti başka seçenek görülmezse Şam’a girmeyi şimdiden planlamalı ve zalimleri yerle yeksan etmelidir" dediğimizde ne demek istediğimizi anlayamayanları, şaşkın şaşkın bakanları ne biz ne de insanlık unutmayacak! Ve bugün… Müktesebatımızın ışığında, mefkûrelerimizin yolunda, sorumluluklarımızın sonucunda; öngörüleriyle zifiri karanlıkları aydınlatan Liderimiz Sayın Devlet Bahçeli’nin şu sözlerini bir kez daha hatırlatmakta fayda görüyorum: “Kudüs İslam’dır ve aynı zamanda Türklüğün derin izlerini taşımaktadır. Kudüs mukaddesatımızın namusudur. Gitti demekle gitmez, düştü demekle düşmez, İsrail’in demekle bu tartı bu sıkleti çekmez.

Yeniden ayağa kalmak için gün sayan Suriye; Türk milletinden yükselecek sese bakmaktadır. Çocuğundan önce ölmemek için dua eden Gazzeli anne, yeni doğan çocuklarını görmek için beklerken İsrail bombardımanıyla süt kokan bebeklerinin cesedine dahi ulaşamayan Filistinli baba, sadece bir lokma lapa için sürünerek yardım kampına erişmeye çalışan Afrikalı çocuk, palalarla katledilmemek için, yakılarak öldürülmemek için dua eden Arakanlı Müslüman, baskı altında var oluş mücadelesi veren Doğu Türkistanlı soydaşlarımız, kendi müftülerini dahi seçmelerine müsaade edilmeyen Balkan Türklüğü, Türkiye’den yükselecek sese, Türkiye’nin uzatacağı ele, Türk asrının getireceği adaletli ve azametli dönemi iple çekmektedir. Her şeyden öte; buhrandan buhrana sürüklenen, çıkmak için çırpındıkça daha da batan insanlık, Türkiye’den yükselecek bayrağa dikkat kesilmiştir. Hamdolsun bu ferasete sahip bir cumhur, bu ferasetin temelini attığı bir Cumhur İttifakı, gücünü milletinden alan, Her şeyden önce Türkiye” diyen Milliyetçi Hareket Partisi vardır.”