MHP Genel Başkan Yardımcısı İlyas Topsakal, TBMM Genel Kurulunda, Kültür ve Turizm Bakanlığına bağlı kuruluşların bütçesi üzerinde konuştu.

MHP'li Topsakal'ın açıklaması şu şekilde;

Atatürk Araştırma Merkezi, Türk Dil Kurumu, Türk Tarih Kurumu ve Atatürk Kültür Merkezini bünyesinde barındıran Yüksek Kurumumuz, dünyanın en eski medeniyet ve kültürüne sahip milletimizin, dünyanın kalpgâhı coğrafyasındaki serencamını bilimsel metotlarla araştırıp, ulaştığı sonuçları elindeki bütün imkânlarla dünyaya paylaşmak için kurulmuştur. İçinde barındırdığı Türk Dil Kurumu ve Türk Tarih Kurumu, milleti oluşturan iki temel unsurun yani dil ve tarihimizin araştırılmasına hasseten ait kalınmıştır. Kuruluşu da çok özeldir; mal varlığı bizzat Mustafa Kemal Atatürk tarafından bağışlanmıştır. Elbette, dili olmayan bir milletin hafızası, hafızası olmayan milletlerin geleceği olamaz. Yine, tarih şuuru olmayan bir toplumun da millet olması düşünülemez. Bütün mütefekkirlerin dil ve tarih üzerindeki telakkileri aynıdır ve millet olmak, devlet olmanın en temel özelliği olarak gösterilmiştir. Bu vesileyle, devletimizin en önemli kurumlarını burada görmekten ve bütçelerini desteklemekten gurur duyduğumuzu, Milliyetçi Hareket Partisinin de en mühim aracı olduğunu söylemek istiyorum.

Milletimiz ve devletimiz zaafa düştüğünde onun yeniden dirilten, büyüten ve geleceğe aktaran dilimiz ve şuurumuzdan başka hasletlerimiz değildir. Yüksek Kurumumuzun 2024 yılında yaptığı en önemli faaliyet Birleşik Bilgi Sistemi Projesi'dir ve bu projeyle, tüm alt sistemlerin ihtiyaçları ve yaptıkları faaliyetler eşgüdüm hâline getirilmiş, tamamlayıcılık özelliği kazanmıştır. Bu çerçevede, 6 bini aşkın kitabın dijitalleştirilmesi, kurumların akademik dergilerine araştırmacıların ücretsiz ulaşması, Atatürk Ansiklopedisi'nin farklı dillere tercümesi projeleri nihayete erdirilmiştir. Yüksek Kurumumuzun bu yıl başardığı en önemli faaliyet Cumhuriyetimizin banisi Mustafa Kemal Atatürk'ün Türk Tarih Kurumu ve Türk Dil Kurumunun bir gün Türk millî akademisine dönüşecekleri hedefini gerçekleştirmek olmuş, Yüksek Kurum açılışını bizzat Cumhurbaşkanımızın yaptığı yeni binasına bu yıl taşınmış ve bilgi sistemiyle de altyapısını tamamlamıştır. Türk kültürünü araştırma ve geliştirme amacı olan bu kurumlarımızın bağımsız işleyişine dokunmadan bağlı olduğu Yüksek Kurumumuzun yönlendirmesiyle birbirini tamamlayan bilimsel faaliyetleri de bizim için çok önemlidir.

Türk devletinin kültür temellerini oluşturan bizzat cumhuriyetin banisi Gazi Paşa tarafından bağışla kurulan güzide kurumlarımız, milletimizin gelecek tasavvuru ve muasır medeniyet iddiasında en müstesna yere sahiptir; korunup desteklenmelidir. Bu çerçevede, Türk Tarih Kurumu ve Türk Dil Kurumu özellikle alanında akademisyen olacak talebeleri yetiştirme konusunda her geçen gün desteklerini artırmakta, Türk Devletleri Teşkilatıyla da bilimsel çalışma alanını geliştirmektedir. Bu çerçevede, Türk Dil Kurumu bu yıl 695 lisans, 84 yüksek lisans, 156 doktora olmak üzere toplam 935 öğrenciye eğitim ve araştırma bursu vermiştir. 2025 yılında ise 820 öğrenciye burs vermeyi planlamıştır. Kütüphanesi kendisine özgüdür ve alanında nadir eserlere sahiptir. Bu özelliğiyle araştırmacılar tarafından takip edilmektedir. Kütüphane ve üniversitelere ücretsiz materyal dağıtımı devam etmektedir. Devam eden çalışmaları Milliyetçi Hareket Partisi olarak mühim gördüğümüz Türkiye Türkçesi Ağızları Projesi ve Türkçe'nin Etimoloji Sözlüğü Projesi 2025 yılı itibarıyla inşallah tamamlanacaktır. Bu taahhüdün takipçisi olacağımızı ifade etmeliyim. Zaten, Türk Dil Kurumumuzun ve Türk Tarih Kurumumuzun ülkemize ve milletimize vereceği en önemli hediye geçmiş varlıklarını projelerle görünür hâle getirmek ve YÖK'le eşgüdüm hâlinde Türk arkeolojisini ortaya çıkarmaktır. Türkiye'de her milletin arkeolojisi değer görürken ve korunurken hâlen üniversitelerimizde Türk-İslam arkeolojisi faaliyete geçememiştir. Bu görev hem YÖK'ün hem de Yüksek Kurumumuzun işidir ve bu takip etmelidir. Bizim parti olarak bu konudaki hassasiyetimiz, milletimizin maddi varlıklarına duyduğu derin sevgidir. Manevi varlıklar sizi geleceğe taşır ve onlar çok kuvvetlidir. Yaptığınız bunca faaliyet manevi dünyamızın tahkimi üzerinedir ancak maddi varlığımız da devletimizin ve milletimizin hukuki haklarıdır, onu kaybederseniz yaşayacak mekândan münezzeh kalırsınız; akademik kurum ve kuruluşlarımızın bu vicdani derinliği ve bilgiyi taşımaları çok önemlidir tıpkı Batı'da akademinin yaptığı gibi. Yine, Atatürk Kültür Merkezimiz Yüksek Kurumumuzun icracı bir diğer kuruluşudur. Bu Kuruluşumuz, farklı disiplinlere mensup bilim insanlarını bir araya getirmek suretiyle uluslararası birçok projeyi desteklemiştir. Bu çerçevede, Türk masal külliyatı 6 bin masalı içinde barındırmaktadır, genel okuyucuya da erişimi tamamlanmıştır. Bu proje, cep telefonlarına da indirilebilmekte; İngilizce, Fransızca, Almanca, Rusça, Arapça ve Farsça tercümeleriyle dünyaya hitap etmektedir. 2024 yılı içinde Japonca ve İspanyolcada erişime açılmıştır. Görme engelli kardeşlerimiz de bu masaları Braille alfabesiyle takip edebilmektedir. İkinci önemli proje ise Türk devlet ve düşünce hayatına yön veren şahsiyetlerin kısa yaşam öyküleri ve çevirileri projesidir ve bu proje birçok dilde yayınlanmıştır. İlerleyen yıllarda Türk kültürünün önemli şahsiyetleriyle proje gelişerek devam edecektir. Yine, bu kurumumuz "Masal Masal Türkiye" mobil uygulamasıyla Türk masallarını İstanbul Türkçesiyle 8 yabancı dilde erişime açmıştır, bir yandan da masal anlatımı kurslarıyla ilgili kurumlarımıza hizmet vermektedir. Türk Kültürünün Canlı Tanıkları Belgesel Serisi de her yıl zenginleştirilmekte, yeni münevverlerimizin hayatları bu projeye eklenmektedir. Ayrıca, birçok uluslararası ve ulusal etkinlik yapılmış, bu yıl içinde 19 yeni basım yapılmıştır.

Bizler dünyadaki Türkoloji çalışmalarının özellikle 1800'lü yılların ikinci yarısında Macaristan, Almanya ve Rusya'da başladığını biliyoruz. Türkiye Cumhuriyeti'nin temellerinde Osmanlı Devleti'nden gelen büyük bir müktesebatla Türk kültürü ve tarihine ait önemli çalışmalar vardır, bu sahada dünyaya örnek olmuş birçok âlime de sahibiz. Bu tarihî seyir içinde yaşanılan tecrübeler, kazanılan bedii ve literatür zenginliğimiz, yaşamımızın her alanını kuşatan bilgilerimiz gelecekte başarılı olmamızda en kıymetli hazinelerimizdir. Yine, bu geniş coğrafyada birbirini tamamlayan kavimlerin dilleri ve kültürleri de bizlere zenginlik kazandıran, bizden olan şuur ve vicdanımızdır. Anadolu ve Rumeli'de kurulan yeni Cumhuriyetimiz işte dünyanın yarısına denk kurduğumuz devletlerden gelen tecrübe ve mirasa sahiptir; bu yönüyle benzersiz ve emsalsiz bir mücevherdir, benim tabirimle herkesin sığınağı olan büyük devlettir. Lisani Türkiyesi bütün kavimlerin bedii ve estetik zevkini içinde barındırır ve bu lisan geçmişi binlere dayanan devlet dilidir. Bu denli devletlerin ırki, kavmi veya Batı sosyolojilerinin coğrafi tanımlarına haceti yoktur ve zaten bu tanımlamalar da yetersiz kalır. İşte, sadece kupleler hâlinde burada ifade edebildiğim bu hazine geçmişimiz ancak bilimsel kurum ve kuruluşlarla ortaya konabilir ve dünya medeniyetine katkı sağlayabilir. Kısaca ifade etmeye çalıştığım bu çalışmaların devamlı olabilmesi ve dünya kültür ve tarihine katkı verebilmesi için kurulan bu müesseselerimizin hassaten korunması ve desteklenmesi gerekmektedir. Bu idrak ve özenle, Milliyetçi Hareket Partisi olarak 2025 yılı bütçemizin hayırlara vesile olmasını diliyor, yüce heyetimize saygılarımı sunuyorum, misafirlerimize de tekrar buradan hoş geldiniz diyorum.