Felaketten medet ummak;
Biz bundan bıktık,
Tedbirsizlik, vurdum duymazlık, suistimal….
Bizim acımız arttıkça birileri acılarımızın üzerinde tepiniyor…
Bunlar değişmeyecek, bunlar gelişmeyecek, bunlar hep aynı…
Deprem olur aynı, yangın olur aynı, bunlar Somada ’da aynıydı…
Yerin altında can pazarı, yerin üstünde gözü yaşlı bekleyiş, siyasetçilerde yer kapma yarışı, rol çalma savaşı…
Saniyelerin dahi kıymeti var, bir madenciye canlı ulaşmak an meselesi, herkes lazım, herkesin işi var ve zamana paha biçilemiyor…
Derken Başbakan ‘’Somada’’ anlı şanlı bir karşılama, devletin işi Başbakanı karşılamak, maden unutulmuş, madendekiler unutulmuş…
Devlet erkânı tespih daneleri gibi, herkeste Başbakana görünebilme gayreti, siyasetçilerin rol çalma yarışına bürokratta katılmış.
Saniyeler önemli, saatler zayi oluyor…
Bu yarışın ardından CHP genel başkanı bende Somada olmalıyım telaşına kapılmış, zaman kaybına bir yenisini eklemiştir…
Devlet Bahçeli yine farkını ortaya koymuş, ayak bağı olmak yerine acılara ortak olmuştur, MHP yöneticileri ve bölge milletvekilleri olay yerinde, sessiz gürültüsüz, madencinin siyah akan gözyaşına ortak olmaktalar…
İlk ben gideceğim yarışı sadece bir oyundur, Sayın Bahçeli devlet adamıdır, oyuncu değil
Sorasımız geliyor;
Başbakan madene inmiş, madencilerimi kurtarmış?
Kılıçtaroğlu ambülansa yaralımı taşımış?
Kocaman bir hayır…
Somada zaten devlet vardı, emek vardı, gözyaşı ve dua vardı…
Doktor devlettir, ambülâns devlettir…
Kazma devlettir kürek devlettir…
Asker devlettir ve somada hepsi var…
Diyeceğimiz budur ki;
İlk gün zaman lazım, siz lazım değilsiniz…
Emek lazım, çalışan lazım…
Ne olur gölge etmeyin, sizden ihsan bekleyen yok…