Arap Baharı Devam Ediyor
"Yurtta sulh, cihanda sulh" gibi bir ilke yok artık. 2002'den beri algımızla oynayan projelerle mutlu oluyoruz...BOP Eşbaşkanlığı, Medeniyetler İttifakı, Neo-Osmanlı, Kürt Açılımı, Sıfır Sorun, Arap Baharı,Stratejik Derinlik ... Yeni Türkiye!
Ayn el arap: arap baharı devam ediyor...
Libya'da, Mısır'da gelmeyen, gelemeyen bahar Suriye'ye gelsin diye çok uğraştı Türkiye... Şimdi o bahar Türkiye' de...
Kardeşim Esad, Diktatör Esed'e dönüşürken, Türkiye Cumhuriyeti komşusu bir devletteki rejimin değişmesi için gizliden açıktan mücadeleye başladı, sürdürüyor....
Bu mücadelenin sonuçlarıyla yüzleşiyoruz.
Devletin teröristle müzakeresinin (meşruluğu tartışılsa da) yasallaştığı ortamda iki teröristten birini seçmesi bekleniyor yeni Türkiye'nin.
"IŞİD'e yardım ettin bize de yardım et" anlayışı " Madem barışıyoruz bize silah ver"e; "Ayn el Arap düşerse Ankara da düşer"e dönüşebiliyor...
Normal karşılamak lazım; adamlara bu yüzü T.C. Hükümeti verdi, astar da isterler başka elbise de...
Bir Vali açıklama yapıyor "ölenler PKK ile HÜDA-PAR çatışmasından " diye;
Eeee sayın valim bu durum seni veya devleti herhangi bir sorumluluktan mı kurtarır; yoksa aslında problemin ne olduğunu mu gösterir?
Genelkurmay açıklama yapıyor şehitlikteki bayrak yakıldı diye, valilik askeri yalanlıyor....
Ortalığı yakıp yıkanlar gösterici, onlara bireysel de olsa tepki verenler provakatör....
2 polis şehit Bingöl'de... Muhtemel açıklama: Barışı istemeyenler var....
Çözüm süreci dediklerinin çözümsüzlük ötesinde "anarşi"ye doğru gittiği;
PKK'nın IŞİD'i tehditten fırsata çevirip, uluslararası seviyede meşruluk arayışında olduğu;
Kuzey Irak'taki pasif durumundan çıkıp, peşmergenin Irak'ta elde ettiğini Suriye'de kendisi için talep ettiği hala görülmüyor mu?
* * *
Açılım dedikleri aymazlıktan yararlananlar, ülkenin dört bir yanına şiddet ve terörü yayarken, Gezi teröristlerine(!) gösterilmeyen anlayış ve dokunulmazlıkla karşılanıyorlar....
Zulüme, şiddete ve teröre karşı ezilenin, mağdurun yanında olmak bu milletin hasletidir. Mazlum saydığımız bizi dolandırsa, kafamıza çıksa, silah da çekse bu haslet sürer gider....
Ama teröristle mazlumu ayırmak, ayırabilmek gerek... Bu ayrımı da;
senin teröristin, benim mazlumum demeden;
vatandaşı teröristler arasında seçime zorlamadan,
mahalleli IŞİDci PKKcı diye ikiye bölünmeden yapmak gerek...
Bunun için de DEVLET gerek!