Ya kitaplar değişiyor,
Ya sınav sistemleri,
Ya sil baştan eğitim sistemi değişiyor,
Ya da sistemin isimleri,
Öss… Kpss… Lys…
Sbs…Üds… Ygs…
Ales… Teog… Vs…
Sistemin…
Sınavın…
Düzenin ve konseptin adını ne koyarsan koy,
Çarpık yapı düzeltilmedikçe,
Tam bir travma.
*
Yaptık mı bir düzenleme,
Oldu mu?
Olmadı.
Olsun kalan sağlar bizimdir.
İyi de faturayı ödeyenlerin durumu ne olacak?
O kadarını da onlar düşünsün.
Mesela diyebilirsiniz ki;
5+3 olmadı, 4+4+4 yapalım.
Mesela diyebilirsiniz ki;
ÖSS olmadı, onu da YGS yapalım.
SBS olmadı, LYS yapalım.
LES olmadı, ALES yapalım.
Eeee….
Durun durun unutmadan,
Düz lise olmadı, bunu da Anadolu lisesi yapalım.
Tamam, yapalım da sonuç?
Sonuç ortada;
Üniversite sınavlarında hala ter döken 2,5 milyon öğrenci.
*
Eğitime ciddi ve samimi olarak eğilmeyen iktidarlar,
Çocuk ve gençleri sınav kurbanı eden sistemler,
Siyasi hesaplara kurban edilen öğrenciler,
İlköğretimden itibaren dirsek çürüten çocuklar var olduğu sürece,
İstediğin kadar lise,
İstemediğin kadar üniversite,
Yap-boz yöntemiyle adı değişen bir sürü sınav başlığın olsa ne yazar?
*
Yani demem o ki,
Matematik formülleri…
Fizik, kimya şifreleri…
Biyoloji terimleri…
Edebiyat cümleleri…
Genel kültür söylemleri falan derken,
Bakarız, hallederiz, ayarlarız söylemleri,
“Kolu kırar, yeni içinde saklarız” deyişleriyle,
Sadece ve sadece,
Kafasını kuma sokmuş “devekuşu” psikolojisi yaşarız.
*
Manzara şu,
Sorunlu bir eğitim yapımız var mı?
Var o zaman çözüm basit.
Eğitime ciddi ve samimi olarak eğilip,
Geleceği inşa yolunda çocukları ve gençleri sınav kurbanı etmeden,
Eğitim sistemimizin sorunlarını çözme yolunda,
Siyasilerin “meslek içi uygulayıcısı” insanların seslerini duyması!
Hepsi bu.
Sınava girecek tüm gençlere başarı dileklerimizle.