İHA - Sayılı günler kalan Ramazan ayı öncesinde kalp ve damar hastaları için beslenme ve oruç tutma önerilerinde bulunan Koşuyolu Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kardiyoloji Eğitim Görevlisi Doç. Dr. Çetin Geçmen, “Lifli yiyecekler, sebze ve meyve ağırlıklı beslenme, protein açısından zengin besin içeriğinin başlangıçta yenilmesi, bulgur pirinç gibi, makarna gibi kompleks karbonhidratın tüketilmesi, özellikle kardiyoloji tarafından önerilmekte” dedi.
Ramazan ayına sayılı günler kala, Koşuyolu Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kardiyoloji Eğitim Görevlisi Doç. Dr. Çetin Geçmen kalp ve damar hastaları ve tansiyon hastalarına oruç tutma ve beslenme hakkında tavsiyelerde bulundu.
“Mevcut literatürde kalp damar sağlığının Ramazan ayında ya da oruçla beraber bozulduğunu gösteren herhangi bir veri yok”
İftar ve sahur arasında beslenme önerilerinde bulunan Doç. Dr. Çetin Geçmen, “İftar ve sahur periyotları bizim için önemli. Hastalarımıza her zaman iftardan sonra çok ağır yemek yenilmemesini ağır bir yemek döngüsüne girilmemesini önermekteyiz. Yapılan çalışmalarda, Ramazan ayı boyunca herhangi bir kardiyovasküler ölüm oranının ya da kardiyovasküler olayın oruçla beraber arttığını gösteren herhangi bir çalışma yok. Mevcut literatürde kalp damar sağlığının Ramazan ayında ya da oruçla beraber bozulduğunu gösteren herhangi bir veri yok” dedi.
“Kompleks karbonhidratın tüketilmesi, özellikle kardiyoloji tarafından önerilmekte”
Doç. Dr. Çetin Geçmen, “Meyan kökü içeren kola ve benzeri içecekler, asitli içecekler, şekerli içecekler, şekerli tatlandırıcılar gibi besinlerden uzak durulmasını özellikle önermekteyiz. Çünkü kalp hastalarında bu meyan kökü gibi yüksek tuz içeren komponentler suyun tutulmasına sodyumun tutulmasına tuzun tutulmasına ve vücutta ödemin artmasına ve kalp hastalıklarının kötüleşmesine neden olmakta. Lifli yiyecekler, sebze ve meyve ağırlıklı beslenme, protein açısından zengin besin içeriğinin başlangıçta yenilmesi, bulgur pirinç gibi, makarna gibi kompleks karbonhidratın tüketilmesi, özellikle kardiyoloji tarafından önerilmekte” diye konuştu.
“Eğer birden fazla ilaç kullanan hastamız varsa 2 ilaç arasındaki kullanımın arasındaki sürenin ortalama en az 6 saat kadar olmasını istiyoruz” diyen Doç. Dr. Geçmen, “Yani 6 saat arayla ilaçların düzenli bir sırayla alınması bizim açımızdan önemli. Bazı ilaç grupları, rivaroksaban içeren ilaç gruplarında, yani özel bir kan sulandırıcı olarak kullandığımız ilaç kullanan hastalarımıza bu ilaçları zaten özellikle yemek ile alınmasını önermekteyiz. O yüzden iftardan sonra yemekle beraber bu ilacın alınması hastalarımız açısından oldukça önemli. 12 saat arayla kullandığımız bazı ilaçlarımız mevcut. Yani sabah akşam kullanılan ilaçlar, bazı kan sulandırıcı ilaçlarımız. İlaçlarının farmakolojik yapıları nedeniyle bunları kullanırken de yine oruç tutulmamasını biraz daha ön plana çıkartıyoruz bu hasta gruplarında. Kan sulandırıcılardan varfarin diye bilinen, özellikle kapak hastalarının çok yakından bildiği ve kullandığı ilaç grubunda da susuz kalmanın birazcık daha takipleri yapılan parametreyi etkileyeceğinden dolayı bu hasta grubunda da oruç tutulmaması açısından biraz daha önerimiz ön plana çıkmakta” şeklinde konuştu.
“Basit şeker içeren içeceklerin çok fazla kullanılmamasını önermekteyiz”
Doç. Dr. Çetin Geçmen, “Ramazan şerbeti olarak isimlendirilen, basit şeker içeren içeceklerin çok fazla kullanılmamasını önermekteyiz. İftar ve sahur arasında yeterli suyun alınması çok önemli. Bu tansiyon hastalarının tansiyon ilacı alırken tansiyonlarının özellikle ayağa kalkarken düşmemesini sağlayacaktır. Çok fazla çay kahve tüketilmesini zaten kalp hastalarımızda önermiyoruz” dedi.