Tabi yersen Başkan!

Tabi yersen Başkan!

Millet iradesi şüphesiz,

Demokrasinin olmazsa olmazıdır.

Ancak “millet iradesi” sadece iktidarın tekelinde de değildir.

AKP’ye oy verdiği iddia edilen yüzde 50 kadar,

Oy vermeyen yüzde 50 de millet iradesinin ta kendisidir.

Millet iradesini kendi menfaatleriyle sınırlı görmek,

AKP iktidarının siyasi literatüre soktuğu,

Hastalıklı ve sakat bir zihniyettir.

*

Her fırsatta “hadi başkanlık sistemini tartışalım”…

Ya da “milletten korkmayın, hadi millete gidelim” diyerek,

Milleti adres gösterip,

Muhalefete meydan okuyorlar ya.

İnsanın reklamlarda seyrettiği o iki repliği tekrarlayası geliyor;

“O ne özgüven o”

Ve ya “anlamıyorsun dede anlamıyorsun.”

Yalan mı?

7 Haziran seçimleri sonrasını AKP iktidarının koalisyon kurmamak için attığı taklalar aklıma gelince,

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın olası bir referandum da,

Milletin vereceği “hayır” kararına,

Gerçekten de saygı gösterip göstermeyeceğini,

İnanın çok ama çok merak ediyorum.

*

“Ya erken seçim, ya kriz” diye milleti korkut…

Başkanlığa karşı çıkanları “hain” diye damgala...

“Ya başkanlık ya kaos” diye toplumu tehdit et…

Emrindeki yandaş medyayla “parlamenter sistem” diyenleri linç et…

“Patlayan bombalar oylarımızı artırıyor” diye övün…

“Başkan olamazsam terör bitmez” diye ölümü gösterim ülkeyi sıtmaya razı etmeye çalış…

Muhalefet partilerinin içine “çomak” sok karıştır…

Asrın yolsuzluk ve rüşvet sanığı için “Türkiye’nin meselesi değil” diye yan çiz…

İranlı şarlatan Sarraf’ın ABD’de yargılanmasını şimdi de “Reza darbesi” diye millete yuttur…

Cemaat, PKK, HDP, PYD, ABD, AB ve Almanya “bizi kandırdı” diye sürekli mağdur edebiyatı yap…

Sonra da çık,

“Haydin kendinize güveniyorsanız millete gidelim” de.

Nasıl olsa seçim öncesi yeni bir tehdit daha bulursunuz siz.

*

Siz değil misiniz?

Önce; “Geçmişimizde de vardır. Eyalet sisteminden korkmayın” diye HDP ve PKK’ya göz kırpıp…

Sonra’da; “Özerklik istemek ihanettir” diyerek HDP ve PKK’ya saldıran?

Siz değil misiniz?

Aktütün Dağlıca ’da şehit olan askerin babasına “karaktersiz” deyip,

Diyarbakır’da okuttuğunuz terörist başı Öcalan’ın mektubuna “milli iradeye mesaj” diyen?

Siz değil misiniz?

Milli iradenin “bağımsız mahkemelerinde” bakanlarınızı yargılatmayıp,

Seçim sonuçlarıyla ”millet iradesinde aklandık” diyen?

*

Çözüm denilen çözülmeyi…

Her gün toprağa düşen şehitleri…

Şehir merkezlerinde patlayan bombaları…

Yol yapıyoruz diyerek yolunu bulmaları…

Cinayete kurban giden kadınları…

Suç olmayan zinayı…

İsrafa, tacize, hırsızlığa ve yolsuzluğa sessiz kalan Diyanetin Başkanını…

Eş, dost ve akrabayı kayırmayı…

“Türk, Kürt, Alevi, Sünni” diye milleti 36’ya ayırmayı…

Peşkeş çekilen kamu mallarını…

Millete ana avrat söven yandaş iş adamlarını…

Çocukların “cinsel istismara” uğradığı dini vakıfları…

Yolsuzluğun fışkırdığı, Deniz fenerlerini ve Ali diboları…

Say say bitmeyecek bu olayları,

Millet iradesi mi sanıyorsunuz?

Demokratikleşme sosuyla Milletin önüne sunacağınız,

Yeni Türkiye’nin sözde yeni Anayasasını,

Milli iradenin kabulünü çanta da keklik mi sanıyorsunuz?

Yeni “yetmez ama evet” çığırtkanları sayesinde başkan olacağınızı mı zannediyorsunuz?

Ben soruyorum ama…

Sizin de; “Yediririz kardeşim bunu da yediririz” dediğinizi de duyar gibi oluyorum.

Ne diyeyim birader,

Kendi açınızdan sizde haklısınız.

Çünkü biliyoruz ki;

“Bir avuç fındık başkanlığa iyi gelir.”

Tabi yersen.