EKONOMİ

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Kacır: Milli Teknoloji Hamlesi'nin öncü sektörü savunma sanayi olmuştur

- "Bakanlığımızın dijital arşivinde bulunan tüm bilgiyi başta KYK yurtlarımız olmak üzere vatandaşa açık hale getireceğiz. Asansörlerdeki karekodları okutan vatandaşlarımız, asansörlerin üretim adımından tüm periyodik kontrollerine kadar dijital verileri görme imkanına kavuşacak"

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Türkiye'nin bulunduğu coğrafyada tam bağımsızlık iddiasını milli savunma sanayi projeleri sayesinde sürdürdüğünü belirterek, "Bu projelerden bir milim dahi geri adım atmayacağız, projeleri bugünkünden daha ileri noktalara, Türkiye'de yaşayan 85 milyonun huzuru, refahı, güvenliği için, istiklalimiz ve istikbalimiz için geliştirmeye devam edeceğiz." dedi.

Kacır, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda Bakanlığı ve bağlı kuruluşlarının 2024 yılı bütçe görüşmelerinin ardından milletvekillerinin sorularını yanıtladı.

Bakanlıkça 353 Organize Sanayi Bölgesi'nde (OSB) 82 bin 764 sanayi parselinin 69 bin 446'sının sanayicilere tahsis edildiğini anlatan Kacır, "Bu tahsis edilen parsellerinde 58 bin 192'si üretimi 5 bin 704'ü inşaat, 5 bin 550'si ise proje aşamasında. Toplam parsel sayısının yüzde 90'ını tahsis etmişiz tahsis ettiklerimizin de yüzde 90'ı üretime geçmiş. Bu OSB uygulamasını etkin şekilde çalışmakta olduğunu gösteriyor. Üretime geçen parsellerde 2,5 milyon kişi istihdam edilmekte ve kalan parsellerin tümünün üretime geçmesiyle 3,5 milyona varan istihdam öngörümüz bulunmakta." ifadelerini kullandı.

Bakan Kacır, mesleki eğitim ve OSB arasındaki ilişkiyi önemli gördüklerine işaret ederek, 91 meslek lisesi ve 18 meslek yüksek okulundaki 75 bin öğrenciyle OSB'lerde faaliyetlerin sürdüğünü söyledi.

Milli Eğitim Bakanlığı ile işbirliğiyle 81 ilde 254 OSB'de ve 4 sanayi sitesinde mesleki eğitim merkezleri oluşturulduğunu anlatan Kacır, bu merkezlerdeki öğrenci sayısının da 190 bini aştığını dile getirdi.

- "Milli Teknoloji Hamlesi'nin öncü sektörü savunma sanayi olmuştur"

Kacır, Ergene Havzası'ndaki kirliliğe ilişkin, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Ergene Nehri'nin kirliliğini önleyecek Ergene Havzası OSB'leri müşterek atık su arıtma tesislerinden 5'i tamamlandı. Bölgede arıtılan suların denize deşarj edilmesi için yürütülen Derin Deşarj Projesi 2022 itibarıyla tamamlandı ve Marmara Denizi'ne derin deşarjı gerçekleşmekte. 2023'te Ergene Havzası'ndaki 2 OSB'nin atık su arıtma tesisi inşaatı bölgede yer alan 4 OSB'nin atık sularının müşterek arıtma sularının arıtma tesisine iletilmesi amacıyla kolektör hattı inşaatımız devam etmekte. OSB'lerin yeşil dönüşümünü gerçekleştirmek öncelikli çalışma alanımız. OSB'lerin yeşil üretim alanlarına dönüştürülmesi kapsamında dünya bankasında 300 milyon dolarlık krediyi bakanlığımıza tahsis ettik. Dünya Bankası projesi kapsamında 2023 yılı yatırım programında 40 OSB'nin yeşil OSB'ye dönüşümü başlatılmış oldu."

Dünya Bankasıyla yürüttükleri Türkiye Yeşil Sanayi Projesi'nde de 450 milyon dolar kaynağı Türk sanayinin yeşil dönüşümü için değerlendireceklerini ifade eden Kacır, KOBİ'lere öncelik vereceklerini ve 250 milyon dolarlık kaynağı KOSGEB eliyle KOBİ'lerin yeşil dönüşüm faaliyetlerine yönelik kullanmalarını sağlayacaklarını bildirdi.

Bakan Kacır, bütün dönüşüm çalışmalarında önceliklerinin yeşil ve dijital dönüşümü gerçekleştirmeyi mümkün kılacak teknolojileri de yerlileştirmek olduğunu vurgulayarak, bu amaçla TÜBİTAK eliyle yeşil inovasyon ve AR-GE faaliyetlerinde bulunan firmalara 175 milyon dolar kaynak ayıracaklarını kaydetti.

Türkiye'nin bir Milli Teknoloji Hamlesi yolculuğunda olduğuna dikkati çeken Kacır, "Milli Teknoloji Hamlesi Türkiye'nin kritik teknolojilerde tam bağımsızlığı yüksek teknolojiyi yerli ve milli imkanlarla geliştirilmesi ve rekabetçi şekilde dünyaya ihraç edebilmesidir. Milli Teknoloji Hamlesi'nin öncü sektörü savunma sanayi olmuştur. Bu tesadüf değildir. Türkiye 40 yıla yakın zamandır terörle mücadele eden bu mücadelesinde müttefiklerini dönem dönem yanında göremeyen parasını verdiği halde ihtiyacı olan savunma sanayi sistemlerine erişim imkanını bulamamıştır. Bu da ülkemizi son 20 yılda kendi ihtiyaçlarını görebilmek adına tüm kritik platformlarını yerli ve milli olarak geliştirmeye yönlendirmiştir. Bu sayede 20 yıllık dönemde savunma sanayinde yerlilik oranımız yüzde 20'lerden yüzde 80'lere çıkmıştır ve kritik platformumuzu yerli ve milli olarak geliştirme kabiliyeti elde etmişizdir." diye konuştu.

Kacır, Türkiye'nin savunma sanayi alanında geliştirdiği projelere değinerek, dünyanın önemli bir kısmının bu projeleri merakla, bir bölümünün hayretle ve bir bölümünün de endişeyle takip ettiğini vurguladı.

Türkiye'nin bulunduğu coğrafyada tam bağımsızlık iddiasını milli savunma sanayi projeleri sayesinde sürdürdüğünü dile getiren Kacır, "Savunma sanayi projelerinden bir milim dahi geri adım atmayacağız, projeleri bugünkünden daha ileri noktalara, Türkiye'de yaşayan 85 milyonun huzuru, refahı, güvenliği için, istiklalimiz ve istikbalimiz için geliştirmeye devam edeceğiz. Arzumuz meclisimizde görev yapan tüm milletvekillerimizin milletimiz adına bu projelere destek sunmasıdır." dedi.

Kacır, Teknoparklarda 9 bin 800'e yakın firmanın 226'sının savunma, 321'inin sağlık, 215'inin enerji, 157'sini tarım ve 149'unu kimya sektöründe kendini tanımladığını ifade ederek, AR-GE ve tasarım merkezleri sayısının 1600'ü aştığını anlattı.

Türkiye'nin AR-GE kapasitesinin Türk sanayinin tüm sektörlerini kuşatacak niteliğe geldiğini belirten Kacır, "Savunma sanayi ve uzay çalışmaları pek çok sektörün ve bireysel yaşamımızın dönüşümünü en üst düzeyde tetikleyen çalışmalardır. Kişisel hayatımızda kullandığımız teknolojilerden pek çok sektörü yıkıcı şekilde dönüştüren pek çok teknolojiye kadar savunma sanayinde uzay çalışmalarından bu teknolojilerin doğduğunu görmekteyiz. Uzay çalışmalarından güneş panellerinin biyometrik sensörlerin, su arıtma cihazlarının kanser araştırmalarında kullanılan alt sistemlerin çekirdek teknolojilerin geliştirilmiş olduğunu görmek mümkün. Türkiye olarak savunma sanayindeki birikim ve tecrübemizi hızla diğer alanlara transfer ediyoruz." ifadelerini kullandı.

- "Banttan inen Togg araçlarının sayısı 10 bini aştı"

Kacır, Türkiye'nin otomobilinin milli gurur projesi ve başarı hikayesi olduğunu belirterek, şu bilgileri verdi:

"Bugün itibarıyla banttan inen Togg araçlarının sayısı 10 bini aştı. Bu 60 yıllık hayalin gerçekleşme hikayesidir. Bu başarı hikayesini geleceğe taşımak adına daha yapacak çok işimiz var. Savunma sanayindeki tecrübenin diğer alanlara transfer edilmesi Togg'da somut bir örneğe dönüşmüştür. Togg'un araştırma merkezinde 180 mühendisimiz çalışmakta. Bunların 112'si savunma sanayi kökenlidir. Bu merkezde yerli milli helikopterimizin kontrol bilgisayarlarından kontrol edilen tecrübeyle şimdi araç kullanıcı ara yüzlerini kontrol eden bilgisayar donanım ve yazılımını geliştiriyoruz. Savunma sanayindeki gelişmeler sayesinde yerli ve milli duruşumuzu bu topraklarda Cumhuriyetimizin kuruluşundan itibaren sürdürdüğümüz tam bağımsızlık iddiasını tahkim ediyoruz, sayıları 80 bini bulmuş dev bir AR-GE ordusuna sahip savunma sanayimiz 3 bine yakın firmamızın elde ettiği tecrübeyi farklı sektörlere transfer ediyoruz. Türkiye'nin Milli Teknoloji Hamlesi'ni hızlandırıyoruz."

Kacır, Togg ile milletin 60 yıldır hayali olan milli otomobil projesinin şimdi gerçekleştiğini de bildiğini ifade ederek, milletin devrim otomobilinin de devrin otomobilinin de hikayesini de bildiğini vurguladı.

Geliştirdikleri projeleri yaptıkları icraatları milletin takdirine sunduklarını ifade eden Kacır, şöyle konuştu:

"Takdir milletimizindir. Kazanım milli ve 85 milyonun kazanımıdır. Dünyanın hiç bir yerinde herhangi bir Alman otomobil markası Almanya'da şunların bunların markası olarak konuşulmaz. Ama hiç kimsede bir Alman marka otomobilin Almanya'da yolda kalmasını elini ovuşturarak beklemez. Bu projelere hep birlikte sahip çıkarsak hiçbirimiz bunların bir siyasi unsur haline gelmesinden şikayetçi olmak durumunda kalmayız. Projelerin fikir ve geliştirme süreçlerinde yapıcı değil yıkıcı tutum sergilersek nihayetinde elde edilen başarıdan nasiplenme imkanımız olmaz. Arzumuz yapmaya çalıştığımız milli projelerin Türkiye'nin geleceği için gerçekleştirdiğimiz işlerin tamamına hep birlikte sahip çıkılmasıdır. Bu projeler kalıcı olacak, Türkiye var oldukça bu projeler gelişmeye, büyümeye devam edecek."

Kacır, uçan akıllı mobilite alanında bir sahiplenme açığı gördüklerini ifade ederek, dünyada bu alanda çalışan 100'e yakın çalışan girişim olduğunu ifade etti.

Türkiye'nin bu alanda da iddialı ülkelerden biri olduğunu anlatan Kacır, "İHA'larda dünyada bir numarayız. Uçan akıllı mobilitede de iddialı ülke olma imkanına sahibiz. Gelin birlikte bunlara sahip çıkalım. Bu alanlarda milli üretimi önümüzdeki dönemde hızlandırma çabası içinde olacağız." dedi.

Kacır, yenilenebilir enerjiyi de her fırsatta vurguladıklarını söyleyerek, güneş paneli üretiminde Türkiye'nin Avrupa'da 1 numara ve dünyada 4. sırada olduğu bilgisini verdi.

Türkiye'nin bu alanda iki-üç yıl içinde dünya ikincisi olacağını ifade eden Kacır, "Hücreden itibaren güneş paneli üretme kabiliyetine sahibiz. Rüzgar türbini üretiminde Türkiye Avrupa'nın en iddialı ülkelerinden biri. Önümüzdeki dönemde bu alandaki yeni yatırımlarla kapasiteyi artıracağız ve bir milli rüzgar türbini markasını ülkemizden çıkaracağız."ifadelerini kullandı.

Kacır, komisyona maketi getirilen milli görüntüleme uydusu İMECE ve ilk milli haberleşme uydusu Türksat 6A hakkında bilgi verdi.

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Bakanlığın dijital arşivinde bulunan tüm bilginin, başta KYK yurtları olmak üzere vatandaşa açık hale getireceklerini belirterek, "Asansörlerdeki karekodları okutan vatandaşlarımız, asansörlerin üretim adımından tüm periyodik kontrollerine kadar dijital verileri görme imkanına kavuşacak." dedi.

Kacır, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda Bakanlığı ve bağlı kuruluşlarının 2024 yılı bütçe görüşmelerinin ardından milletvekillerinin sorularını yanıtladı.

Ay Araştırma Programı Projesine ilişkin soru üzerine Kacır, 2023'te Ay'a erişme hedefinin gerçekleşmediğini ancak programa devam edildiğini, bu konudaki alaycı yaklaşımların ise üzücü olduğunu ifade ederek, bu projenin Türkiye'nin ilk kez, dünyada da çok az sayıda ülkenin gerçekleştirdiği proje olduğunu belirtti.

Togg'un ise halihazırda 30 teknoloji girişimiyle çalıştığına işaret eden Kacır, "Ancak milli bir markaya sahipseniz kritik teknolojilerde kendi girişimcilerinizin önünü açacak proje ortaklıkları yapabiliyorsunuz. Togg'u da kıymetli kılan tek başına bir otomobil markasını yola çıkarıyor olmak değil, sektörel dönüşümü milli bir markayla gerçekleştiriyor ve Türk teknoloji girişimcisinin, tedarikçisinin hızlanmasına vesile oluyor. Togg bugün 100'den fazla yerli tedarikçisiyle, 30 teknoloji girişimcisiyle iş birliği yaparak Türkiye'nin mobilite ekosisteminde dönüşümüne liderlik ediyor." dedi.

Kacır, Türkiye kaynaklı yayınların atıf endeksine yönelik soruya da şu yanıtı verdi:

"Türkiye kaynaklı yayınların yıllık bazda almış olduğu atıf sayısı son 15 yılda, 253 binden 616 bine çıkmış, yani 3,5 katına yükselmiş. G20 ülkeleri etki değeri yıllar içinde sabit seyrederken, Türkiye kaynaklı yayınların etki değeri önemli bir artış gösterdi ve G20 ortalamasını yakaladı. Son 21 yılda Türkiye'den araştırmacılar, uluslararası ortak yayınlar içinde yüzde 841, yani 9,5 kat daha fazla yer aldılar. Türkiye'den araştırmacıların yer aldığı uluslararası işbirlikli yayınların etki değeri 1,78 değerine ulaştı. Dünya ortalamasının 2 katına yükseldi, 1,34 olan G20 ortalamasının da oldukça üzerine çıktı. Türkiye'de hem bilimsel yayınların sayısı hem de bu bilimsel yayınların etki değeri artış göstermektedir."

Kacır, TÜBİTAK'ın bilim insanlarına yönelik uygulamaya aldığı programlarla 2005 yılından bu yana 4 bin 770 Türk ve yabancı araştırmacının Türkiye'ye geldiğini bildirdi.

Özellikle alanında lider bilim insanlarına yönelik Uluslararası Lider ve Genç Araştırmacılar Programı ile Türkiye'ye gelen 199 araştırmacının, vizyoner projeler yürüttüğünü belirten Kacır, bu araştırmacıların 1200 genç araştırmacıyı da yetiştirmekte olduğunu söyledi.

- "6. bölge yatırım süreçlerini desteklemeye devam edeceğiz"

TÜBİTAK'ın akademik araştırmalara yönelik destek programlarıyla 2002'den bugüne temel bilimler alanında 3 bin projeye 2,4 milyar lira destek verdiklerine dikkati çeken Kacır, "Özellikle 2018-2023 döneminde bilim insanlarına verdiğimiz burs ve desteklerin yüzde 30'unu da temel bilimler alanında sunduk." ifadesini kullandı.

Kacır, beyin göçü istatistiğine göre, 2023 yılında, 179 ülkenin yer aldığı sıralamada Türkiye'nin son 6 yılda, 21 sıra iyileşme göstererek 112'den 134'e geldiğine de değindi.

Teknoloji Odaklı Sanayi Hamlesi'nin en stratejik programlardan biri olduğuna işaret eden Kacır, şöyle devam etti:

"Biz bu programda 919 teknoloji seviyesi yüksek ürünü öncelikli ürün listesi olarak kamuoyuna açtık. Yatırımcımızın AR-GE ve yatırım faaliyetlerini tek pencereden desteklemeye başladık. TÜBİTAK, KOSGEB ve yatırım teşviklerini bir arada çalıştırdık. Şimdiye dek yaklaşık 180 projeyi destekledik. Bu projelerle desteklenen ürünler sayesinde yılda 7 milyar dolar cari açığı kapatmayı hedefliyoruz. Listelediğimiz ürünlerin toplam cari açığımıza etkisi yılda yaklaşık 51 milyar dolar. Nokta atışı bir program olarak hamle programını yürütüyoruz. Önümüzde dönemde de daha hızlı bir şekilde yürütmeye devam edeceğiz."

Kacır, 6. bölge yatırım süreçlerini desteklemeye devam edeceklerinin de altını çizerek, son 5 yılda 6. bölgede teşvik belgesi sundukları yatırımlar kapsamında öngörülen istihdamın 416 bin 407 olduğunu söyledi.

Türkiye'de aynı dönemde sundukları belgelerle öngörülen istihdam toplamının 1 milyon 68 bin olduğunu dile getiren Kacır, "Türkiye'de teşviklerle gerçekleştireceğimiz istihdamın neredeyse yüzde 40'ını 6. bölgede gerçekleştiriyor olacağız. Bu, bölgenin kalkınmasına duyduğumuz ihtiyacın ve sunduğumuz desteğin somut bir göstergesidir. KOSGEB eliyle de bu yıl toplam 61 bin işletmeye sunduğumuz 5,2 milyar liralık desteğin 1 milyar liralık kısmını yine 6. bölgede sunduk. Ayrıca bu bölgede 25 organize sanayi bölgemiz bulunuyor. Burada da 90 bin emekçimiz istihdam ediliyor." bilgisini verdi.

- "Asansörlerdeki karekodları okutan vatandaşlarımız dijital verileri görecek"

Kredi Yurtlar Kurumu (KYK) yurtlarında gerçekleşen asansör kazalarına ilişkin soruya yanıt veren Kacır, şunları kaydetti:

"Türkiye'de kullanımda olan asansörlerin periyodik kontrolleri yılda en az 1 defa Bakanlığımızca yetkilendirilen A tipi muayene kuruluşları arasından, belediyelerce seçilen kurumca yapılıyor. Periyodik kontrol sonuçları etiketlerle değerlendiriliyor. Türkiye Makine Mühendisleri Odası da A tipi muayene kuruluşlarımızdan biri ve bu kapsamda Bakanlığımızca yetkilendirilmiş ilk kuruluş. 2022 yılında yaptığı 191 bin 967 periyodik kontrol sayısıyla da en çok denetim yapan kuruluş. Dolayısıyla bu konuda bir eksiklik yok."

Kacır, Gençlik ve Spor Bakanlığı ile çalışma yaptıklarını hatırlatarak, "Bakanlığımızın dijital arşivinde bulunan tüm bilgiyi başta KYK yurtlarımız olmak üzere vatandaşa açık hale getireceğiz. Dolayısıyla asansörlerdeki karekodları okutan vatandaşlarımız, asansörlerin üretim adımından tüm periyodik kontrollerine kadar dijital verileri görme imkanına kavuşacak." diye konuştu.

Komisyonda, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının yanı sıra GAP Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı, Doğu Anadolu Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı, Konya Ovası Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı, Doğu Karadeniz Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı, Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı, Türk Standartları Enstitüsü, Türk Patent ve Marka Kurumu, Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu, Türkiye Bilimler Akademisi, Türkiye Uzay Ajansı'nın 2024 yılı bütçeleri kabul edildi.