Ben çocukken, bir gözümü yumar parmağımla diğer gözümü kapatırdım, güneşi göremezdim ve parmağımın güneşten büyük olduğuna zannederdim.
Kimileri de gözlerini kapatır, gerçekleri göremezdi ve göremeyince o gerçek yok oldu zannedilirdi.
Birde deve kuşu örneği vardır. Kafasını kuma gömer ve kendisini sakladığını zanneder.
Tıpkı AKP hükümetleri gibi.
Türkiye Cumhuriyeti levhalarını indirirken ve indirtirken parmakları ile kapattığı gözleri, Türkiye Cumhuriyetinin büyüklüğünü görmelerine engel olmuştu, tıpkı benim çocukken güneşi göremediğim gibi.
Oysa Türkiye Cumhuriyeti, çağlar gerisinden, çağlar ötesine yürüyen büyük bir medeniyetin tek ve gerçek sahibi olmasına rağmen.
Türk bayrağını tahrik unsuru sayacak kadar bir gözü yumuk iktidar mensupları, gönlerden indirilmesine sessiz ve seyirci kaldıklarında, onun yok olduğunu zannetmişlerdi, oysa bilmiyorlardı ki, gök kubbede her gece hilalle yıldızın buluşması ilahi bir senfoni olarak kıyamete kadar sürecekti.
İktidar, çocukça ve çocuksu davranarak, “çıraklık, kalfalık, ustalık” diye adlandırdığı serüvenini büyüyememiş bir çocukluğa terk etmiştir.
AKP iktidarı;
Gözlerini kapatarak gerçekleri yok farz etmeyi alışkanlık haline getirmiş, etrafında olan biten hiçbir şeyi fark edememiştir.
Kapalı gözleri, ülkemizde artan ve güçlenen terörist faaliyetleri görmelerine engel olmuş, buna rağmen gözü kapalılığa devam etmişlerdir.
Gözlerinin kapalılığı akıl melekelerini devre dışı bırakmış, kendilerini derin bir uyku hali almıştır.
“pamuk prensesin uykusu gibi” nasıl bir öpücükle uyanacaklarını hiç kimse bilmiyordu.
Kafasını kuma gömmek deyiminde olduğu gibi, yapmış olduğu yanlışların fark edilmediğini zannederek, yumuk ve kapalı gözleri, yaşadıkları derin uyku hali, ülkemizi bir felaketin eşiğine getirmiş buna rağmen AKP iktidarı, deve kuşu örneğinden vaz geçmemiştir.
Kafası kuma gömülünce hiçbir şeyin bilinmediğini zannetmeye devam etmekteler.
Bütün bunlara rağmen.
Gözlerini açmaya yâda kafalarını kumdan çıkartmaya pekte niyetleri yok gibi.