TBMM Kurban Bayramı öncesi yoğun mesaisine devam ediyor. 125 Sıra Sayılı TSK Mensuplarının haklarının düzenlendiği Kanun Teklifinin görüşmelerinin 2. Bölümü üzerine görüşmeler bugün başladı.
MHP Grubu adına konuşan Tamer Osmanağaoğlu, “3 kıtada cihanşümul bir anlayışla asırlarca nizam kurmuş ecdadın ülküleri, bugün de 3 kıta- 11 ülkede halen görev yapan torunlarıyla yaşamaktadır. Asırlar ötesine Türk’ün kadife eldiven içindeki çelik yumruğunun verdiği huzuru ve gururu övünçle taşımaktadır” şeklinde konuştu.
MEMLEKET SOFRASININ NANKÖRLERİ AYAKLARIMIZIN ALTINDA EZİLMEKTEN KURTULAMAYACAKLAR
“ABD, İngiltere veya Fransa gibi ülkelerin; askeri varlıklarını sadece kendi çıkarlarını korumak için ya da emperyalist hedeflerini gerçekleştirmek için kullandığı gözümüzün önünde dururken, Türk Ordusunun bu farkı, Türk milletinin milli seciyesini dünyanın dört bir yanında yaşatması şüphesiz övünç kaynağımızdır” ifadelerini kullanan Osmanağaoğlu konuşmasında şunları söyledi:
“Memleket sofrasının nankörleri, yediği ekmeğin hainleri, aynı şer ortaklığında hisse sahibi olan rezil kumpanya sahipleri ayaklarımızın altında ezilmekten hiçbir zaman kurtulamayacaklarıdır. Sınırlarımızın öte yanında bir kukla devlet tasarımı yürütenlere hadleri elbette bildirilecektir. Bu hain projenin uşakları, okyanus ötesindeki kuklacıları, 100 yıl önceki ruhu, Gazi Paşa’nın inancını ve Gazi Meclis’in kararlılığını her zaman hatırlamaya devam edecektir. Irak’ın kuzeyinde Talabani’nin kabile mekanizmasına helikopter ve dron yardımı yapanlar, Suriye’nin kuzeyinde terör örgütünü ağır teçhizatla donatanlar; er ya da geç ama tam zamanı geldiğinde hezimete uğramaktan kaçamayacaklardır.
Bölgemizde yani komşu coğrafyalarımızda ahlaklı bir barış tesis edilmeden, dünyada da barışın tesis edilemeyeceği, ilmi ve askeri nazariyesi olan bir gerçektir ve bu gerçek hayalperestler de dahil olmak üzere hiç kimse tarafından unutulmamalıdır. Dolayısıyla Türk ordusunun ihanetin bağrına ok gibi saplandığı ve yılanın başını ezme kararlılığı gösterdiği, Suriye’nin kuzeyindeki barış operasyonları elbette Türkiye’nin güvenliğini sağlama açısından 1. derece önem arz etmektedir. Ama bu operasyonlar sadece Türkiye’nin güvenliğini değil bölgenin de dünyanın da güvenliğini yakından ilgilendirmektedir. Bu gerçeği göz ardı etmemesi gereken kurumların başında da; tüm kusurlarına rağmen, genel barışı tesis etmekteki tüm acziyetine rağmen, her ihtiyaç duyulduğunda çağrısına cevap verdiğimiz Birleşmiş Milletler ve NATO gelmektedir. Ve bu gerçeği bugün Gazze’de yaşananların müsebbibi İsrail de bilmeli, sessiz kalarak insanlık onurunu tahkir edenler de artık hatırlamalıdır. Er ya da geç muvaffak olacağına şüphe etmediğimiz bu fikri hareketin bugün Gazze’de can çekişen insanlık için de, hakları gasp edilmeye çalışılan mazlum milletler için de umut olduğu kesindir. Liderimiz Sayın Devlet Bahçeli’nin geçtiğimiz günlerde ifade buyurdukları gibi: “Anadolu’ya vaat edilmiş topraklar tarif ve tanımı getirenlerin kanı ve sütü bozuk düşman çevreler” olduğunun farkındayız."