"Milletlerin dizayn edildiği laboratuvarlarda türetilmiş yapay bir figür olan Hanımefendi, bulduğu her fırsatta nefret saçan diliyle Sayın Genel Başkanımıza hakaretler etmekte, iftiralar atmaktadır.
Türk milletini ayrıştırmak, Türk devletini parçalamak üzere oluşturulan bu 'ölüm formu' ; kendisini imal eden hain emellerin kötü bir figüranıdır" ifadelerini kullanan Milliyetçi Hareket Partisi Genel Sekreteri İsmet Büyükataman, şunları kaydetti:
"Aziz Türk milletinin ve Türk Milliyetçiliğinin ne kadar değeri varsa sulandırmak ve yok etmek üzerine programlanmış olan İP’in ucundaki Hanımefendi, şimdi de “Tanrı Dağı kadar Türk, Hira Dağı kadar Müslüman’ız.” sözü üzerinden değerlerimize saldırmakta, değerlerimizin yıpratılması üzerine verilen ezberleri yüce Meclis kürsüsünden milletimize sunmaktadır.
Milletlerin dizayn edildiği laboratuvarlarda türetilmiş yapay bir figür olan Hanımefendi, bulduğu her fırsatta nefret saçan diliyle Sayın Genel Başkanımıza hakaretler etmekte, iftiralar atmaktadır. Türk milletini ayrıştırmak, Türk devletini parçalamak üzere oluşturulan bu “ölüm formu”; kendisini imal eden hain emellerin kötü bir figüranıdır.
Temiz Türk toplumunun, iffetli Türk hanımlarının üslubu ve dili yerine kurgulandığı merkezlerin diliyle konuşmayı ilke edinen bu Hanımefendi; nefret saçarken, iftiralar atarken kadın-insan olduğunu unutmakta; kendisine verilen cevaplarda ise bir savunma mekanizması olarak kadınlığını öne çıkarmaktadır.
Milliyetçi Hareket Partisi için Allah’ın bir emaneti olan insanımız kadın-erkek ayrımı olmaksızın kutsaldır, değerlidir, her şeyin en iyisini hak etmektedir. Siyasetimizin temelinde ülkemizi muasır medeniyetlerin üzerine çıkarmak, insanımızı yeryüzünde refah düzeyi en yüksek hâle getirmek vardır.
Erkeğiyle beraber cephede, yoklukta, kederde kahramanca ve şerefli bir ömür süren kadınlarımız; barışta ve varlıkta da ayaklar altında ezilmeye değil, omuzlar üzerinden taşınmaya layıktır. Bu bilinçten yoksun bir şekilde kahraman Türk kadınının taşıdığı kutsal değerleri bir kalkan olarak kullanıp; kendine yakışan ancak Türk kadınına ait olmayan bir üslupla siyaset yaptığını zannedenlerin söz söylemeye hakkı yoktur.
Suya taş atanların, attıkları taşın oluşturduğu halkalardan şikâyet etmesi, bunu yaparken de çirkin bir dil ve iftirayı yöntem olarak belirlemesi kabul edilir bir tutum değildir. Askerimize, polisimize ve insanımıza ölüm kusanlardan öğrendiklerini, itibar suikastlığı olarak uygulamaya kalkanlar; bilinçaltlarında türettikleri hayal mahsulü “aşağılık” ifadelerden bir mağduriyet türetmeye kalkarak seviyesizliklerini ortaya koymaktadır.
Ülkücü-Milliyetçi Hareket içerisine çekilmeye çalışıldığı bu seviyesizliğe prim vermeyecektir. Gazi Meclis’imizin kürsüsünden Sayın Genel Başkanımıza ve şahsımıza yöneltilen çirkin ifadeleri ve iftiraları sözün sahibine aynen iade ediyoruz.
Devletimizin terör odaklarını kurutmak üzere başlattığı hayati nitelikteki sınır dışı operasyonlara karşı milleti kışkırtanlar, terör örgütüne arka çıkanlar, terörün siyasetteki uzantılarını “allayıp pullayarak” “dokunulmaz” ilan edenler; pulsuz, zarfsız bir şekilde büyük Türk milleti tarafından geldikleri yerlere iade edilecektir.
Terör odakları ile bağlantıları ifşa olmaya başlayanların çirkin bir dille attıkları iftiralar, gerçeklerin üzerini örtmeye yetmeyecek; Milliyetçi Hareket Partisi, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin ilelebet payidar kalması, kazananın Türkiye olması için mücadelesine devam edecektir."