SİYASET

MHP Lideri Devlet Bahçeli: Kutlu yürüyüş devam edecek

ŞER GÜÇLERİ ALT EDECEĞİZ

ABD’nin Ankara Büyükelçisi Kılıçdaroğlu’yla görüşmesini değerlendiren MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Alın birini vurun ötekine. Büyükelçinin muhatabı Kılıçdaroğlu mudur? Bu nasıl bir çirkefliktir? Büyükelçinin tutumu aynı zamanda iç siyasi gelişmelere müdahil olmaktır. ABD’nin ve küresel emperyalizmin paravan Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu’dur. Kılıçdaroğlu büyükelçiyi de alsın yanına, birlikte siyaset yapsınlar. Ben az söyledim, siz çok anlayın. Allah’ın izniyle, milletimizin iradesiyle 14 Mayıs’ta şer güçleri alt edeceğiz" dedi.

CUMHUR İTTİFAKI YAPTI MI ADAM GİBİ YAPAR

CUMHUR İttifakı olarak verdikleri her sözü tuttuklarını belirten Bahçeli, "Emekli maaşlarını asgari 7500 liraya çıkardık. Bayram ikramiyelerini 2000 bin liraya yükselttik. Gazilerimize ödenen aylıkları asgari ücret düzeyine ulaştırdık. Güvenlik korucularımızın emekli aylığı 7500 liradan az olmayacak. Geçici işçilerimizi kadroya aldık. EYT sorununu çözdük. Sosyal devlet anlayışı tam olarak egemen oldu. Cumhur İttifakı yaptı mı adam gibi yapar" diye ifade etti.

KAYBEDECEKLERİNİ GÖRÜYORLAR

14 Mayıs seçimlerine kendi amblem ve liste ile gireceklerini ifade eden Bahçeli, "Bu kararımız kesindir. Başarılı olacağımıza sonuna kadar da inanıyorum" dedi. Erdoğan'ın adaylığına itiraz arayışlarının boşuna olduğunu belirten Bahçeli, "Sayın Erdoğan’ın adaylığından ödleri patlıyor. Kaybedeceklerini görüyorlar. Cumhurbaşkanımızın adaylığını hazmedemeyenlere sufleyi küresel çıkar grupları, yeminli Türkiye düşmanları vermiştir. Kutlu yürüyüş devam edecektir" dedi.

GÜÇLÜ TÜRKİYE’Yİ BİRLİKTE KURACAĞIZ

BAHÇELİ, "Cumhur İttifakı olarak Türkiye’mize sahip çıkacağız. Depremin ağır sonuçlarını ortadan kaldıracağız. Bölgesinde ve küresel zeminde güçlü Türkiye’yi birlikte kuracağız. “Önce Ülkem ve Milletim, Sonra Partim ve Ben” diyoruz. “Her şeyden Önce Türkiye” kararındayız. Ülkemizin gıpta edilecek dayanışma ve yardımlaşma iradesiyle çok kısa sürede ayağa kalkıp doğal felaketlerin derin izlerini sileceğine inanıyorum. Gayret bizden Tevfik Allah’tandır"  diye ifade etti.

TÜRKGÜN Gazetesi’nin Ankara Temsilcisi Kadir Yıldız’ın sorularını cevaplayan Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 2018’de hayata geçe ve ilk 5 yılını dolduran Cumhurbaşkanlığı Hükmet Sistemi’ni değerlendirdi. MHP Lideri Bahçeli, Türkiye’nin güçlenmesini itemeye ve karşısında olanlara bu yeni Hükümet Sistemiyle en güzel yanıtın verildiğini söyledi.

TÜRKGÜN: Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin kazanımları göz kamaştırıyor.

DEVLET BAHÇELİ: Elbette, nitekim gerçekler ortada. Güneşi balçıkla sıvamak mümkün değil.  Zillet ittifakı siyasi istikrarsızlık senelerine geri dönmek istiyor.  Melez, muamma, meçhul ve kriz odaklı bir koalisyon hedefini milletimizin önüne koyuyor. Türkiye’miz geriye saramaz. Eser ve hizmet siyaseti yarım kalamaz. Cumhur İttifakı olarak Türkiye’nin geleceğini kuracağız, bunu birlikte yapacağız. Mutlaka da başaracağız.  Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi aradığımız kalıcı şifadır.  Siyasi istikrar tescillenmiştir.  Koalisyon dönemleri zaman, emek, değer ve refah kaybıdır.  Çatışma ve kutuplaşma devri kapanmıştır.  Türkiye Cumhuriyeti üçüncü evreye geçmiştir. Bu sistemle ülkemiz kategorik ve kesintisiz diriliş ve yükseliş azmi gösterdi. Egemenlik haklarımıza, milli bekamıza ve milli çıkarlarımıza korkusuzca sahip çıkıldı. Bölücü terörün başı ezildi, yurt içinde ve sınır ötesinde müstesna sonuçlar alındı. Rahmetle ve saygıyla andığımız şehitlerimizin kanı yerde bırakılmadı. Nerede bir mazlum varsa, nerede hakkı yenmiş bir masum bulunuyorsa, nerede barış ve huzura susamış mağdur görülmüşse Türkiye orada yerini aldı. Kıbrıs’ta eşit ve egemen iki devletli bir çözüm iklimi yeşerdi. 46 yıldır kapalı kalan Maraş açıldı, doğal olarak dünya ayağa kalktı. Geçtiğimiz günlerde Sayın Ersin Tatar’a Londra’da yapılan çirkin saldırıyı da kınıyorum. Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerif Müslüman gönüllerle buluştu, husumet cephesi adeta kudurdu. Şimdi bazı zillet partileri Ayasofya’nın bir kısmının müze yapılmasından bahsediyor, Müslüman mahallesinde salyangoz satmaya çalışıyor. Ama çırpınışları beyhudedir. Yollar, köprüler, camiler yapıldı, zilletin keyfi kaçtı, dengesi bozuldu. 28 yıl sonra Karabağ esaret ve işgalden kurtarıldı, Türklük bahtiyarlık yaşadı. Libya’yla imzalanan anlaşmayla Doğu Akdeniz’de Türkiye’yi tecrit etmek isteyenlerin komploları yerle yeksan edildi. Abdülhamid Han Sondaj gemimizle birlikte 4 sondaj, 2 de sismik araştırma gemimiz sayesinde Türkiye’nin mavi vatandaki varlığı ve kararlılığı sergilendi, enerji alanında yeni bir vizyon haritası çizildi. Türk Konseyi 8’inci Devlet Başkanları Zirvesi’nde hayalini kurduğumuz Türk Birliğine tarihi bir adım atıldı, Türk Devletler Teşkilatı kuruldu. Türkiye komşularıyla dostluk çemberini genişletmeye başladı. Ermenistan, İsrail, Mısır, Suriye, Birleşik Arap Emirlikleri, Suudi Arabistan’la diyalog kanalları açıldı. Bölgesel ve küresel sorunlarda arabuluculuk rolümüz güçlendi. Rusya ile Ukrayna arasında devam eden yıkıcı savaşın kalıcı çözüm ve barışla sonlanması maksadıyla çok boyutlu, kucaklayıcı, dengeli ve herkesi imrendiren atılımlar yapıldı. Antalya ve İstanbul’da Rusya ve Ukrayna temsilcilerine kucak açılıp müzakere ve mütareke arayışlarına muazzam katkılar sağlandı. Tahıl Koridoru anlaşmasıyla merhamet ve vicdan diplomasisi kuvveden fiile geçti. Açlık çeken milyonların sesine kulak verildi. Dünyayı kasıp kavuran enerji ve gıda krizinin çözülmesi hususunda hürmet ve takdirle karşılanan adımlar atıldı. Türkiye açlıktan bir deri bir kemik kalmış gariplerin yanındadır. Türk milleti “komşusu açken tok yatan bizden değildir”, buyruğunun izindedir. Dileğimiz Rusya ile Ukrayna arasındaki savaşın bir an evvel sona ermesidir.

CUMHUR İTTİFAKI SİYASİ İSTİKRARSIZLIĞA NEŞTER VURDU

TÜRKGÜN: Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin birinci beş yıllık dönemini nasıl değerlendiriyorsunuz?

DEVLET BAHÇELİ: 21 Temmuz 1946 tarihinden Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin uygulanmaya başladığı 9 Temmuz 2018 tarihine kadar geçen 72 yılda 51 hükümet görev yaptı. Özellikle 1960 yılından itibaren darbe hükümetleri, geçici hükümetler, koalisyon hükümetleri ve azınlık hükümetleri görüldü. Bu dönemde 17 koalisyon hükümeti, 6 azınlık hükümeti, 3 darbe hükümeti, 2 de geçici hükümet kuruldu.

1970’li ve 1990’lı yıllarda, ağır siyasal istikrarsızlıkların ve sık sık hükümet değişikliklerinin yaşandığı bir gerçektir. 1970’li yıllarda 8 koalisyon hükümeti ve 2 azınlık hükümeti; 1990’lı yıllarda da 6 koalisyon hükümeti ve 3 azınlık hükümeti görev yaptı. Bu dönemde 3 azınlık hükümeti ve 1 geçici hükümet güvenoyu alamadı. Koalisyon ve azınlık hükümetlerinin ortalama görev süresi 1 yıl 10 gün oldu. Halbuki 9 Temmuz 2018’de resmen uygulanmasına geçilen Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’yle yaklaşık beş yıllık hükümet dönemi kesintisiz istikrar ve güven içinde gerçekleşti. 57’inci hükümetin dışındaki koalisyon veya azınlık hükümetleri dikkate alındığında, kurulan zayıf ve sancılı hükümetlerin görev süresi yaklaşık 334 gün olarak vasat buldu. Parlamenter Sistemin hakim olduğu yıllarda 25 gün süreyle görev yapan hükümet bile görüldü. Bunun yanı sıra hükümet kurma çalışmaları ve güvenoyu süreçleri çok ciddi zaman kayıplarına yol açtı. Parlamenter Sistem döneminde, TBMM Başkanı ve Cumhurbaşkanı seçimlerinde istikrarsızlıkları körükleyen siyasi krizler yaşandı. Kısa ömürlü hükümetler, Cumhurbaşkanı seçiminde yaşanan gerilimler, koalisyon partileri arasındaki kutuplaşmalar, hükümet kurma aşamasındaki anlaşmazlıklar milletimizi sürekli hayal kırıklığına uğrattı. Kayıp seneler geleceğimizden çaldı. 15 Temmuz FETÖ darbe teşebbüsü Parlamenter Sistemin iflasını belgelemiş, Türk milleti ve Türk devleti yeni bir yönetim reformuna acilen ihtiyaç duymuştur. Şayet 2018’den buyana Parlamenter Sistem geçerli olsaydı, Türkiye öngörülemez bir ülke olacak, risk ve belirsizliklerin içinde sürekli bocalayacaktı. Dahası terörle mücadele bu kadar yüksek bir kararlılıkla yapılamaz, Kovid-19 salgınıyla tesirli mücadele edilemez, Kahramanmaraş merkezli depreme anında müdahale edilemez, dış baskılara, dış dayatmalara, kanlı provokasyonlara ve pek çok sıkıntıya bu derecede direnç gösterilemezdi. Parlamenter Sistem sorun çözme kabiliyetini yitirmişti. Devlet hayatında yetki ve sorumluluk karmaşası egemen olmuştu. Hükümet bunalımlarından millete hizmete bir türlü sıra gelmiyordu. Cumhur İttifakı milletimizden aldığı güçle bu olumsuz tabloya neşter vurdu. Yönetim hayatımızda kalıcı ve köklü bir reform yaptı. Siyasi istikrar kurumsallaştı, bazı aklı evvel sözde uzman ve akademisyenlerin iddialarının aksine bürokrasinin karar alma süreçleri çok daha hızlandı, devlet ve millet dayanışması üst bir seviyede güncellendi, daha da kuvvetlendi. İyileştirilmiş ve Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem arayışları vesayet özlemi, fason bir siyasi imalat, zaman kaybı, bayağı bir siyaset kofluğudur. Aynı husus Avrupa ülkeleri için de geçerlidir.  Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’yle, yani Başkanlık Sistemiyle, devlet yönetiminde çift başlılık sona erdi, siyasal istikrar kurumsallaştı. Artık Cumhurbaşkanını millet aracısız ve doğrudan seçmektedir. Türkiye’nin ekonomiden güvenliğe, diplomasiden siyasete, kısaca hayatın her alanında verdiği yüksek mücadele, eğer Parlamenter Sistem hakim olsaydı, sekteye uğrar, düğüm düğüm biriken krizler önümüzü kapatır, yürüyüşümüze taş koyardı. Salgınla, ekonomik saldırılarla, doğal felaketlerle, siyasi ve diplomatik ayak oyunlarıyla, terör eylemleriyle Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi sayesinde müessir ve sonuç alan bir mücadele sahnelendi. Bu itibarla Türk ve Türkiye Yüzyılının sistemsel mimarı Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’dir. Geleceğin güvencesi ve güvenlik zırhı Cumhur İttifakı’dır. Türkiye artık denenmiş yollardan geçmeyecek, ufuk ötesini kavrayan bir irade şahlanışıyla karşısına çıkan her meseleyi kökünden çözecektir. 15 Temmuz 2016’dan 14 Mayıs 2023’e kadar geçen süre 6 yıl 10 ay gündür. 24 Haziran 2018’den 14 Mayıs 2023’e kadar geçen süre 4 yıl 10 ay 17 gündür. 9 Temmuz 2018’den 14 Mayıs 2023 tarihine kadar geçen süre de 4 yıl 10 ay 6 gündür. Yani 4 yıl 10 ay 6 gündür Türkiye Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin yüksek uyum, denge ve istikrarı sağlayan kazanımlarıyla yönetilmektedir. İstikrar, güven, yükselme ve büyüme için Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi güçlenerek devam etmeli, herhangi bir yol kazasına uğramamalıdır. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin işlerlik ve işlevsellik kazanması için mücadelemiz sürecek, Cumhur İttifakı Türkiye’nin yarınlarını inşa ve ihya edecektir.

İSVEÇ, MADRİD’DE VERDİĞİ SÖZÜNÜ TUTMADI

TÜRKGÜN: Finlandiya’nın NATO üyesi olmasına TBMM’den onay çıktı. Fakat İsveç beklemede.

DEVLET BAHÇELİ: İsveç terörle arasına kesin hatlarla mesafe koymalı.  Türk milletinin hassasiyetlerine saygı duymalı.  İstediğimiz teröristleri de ülkemize iade etmeli.  Bunlar olmadan İsveç’in NATO’ya katılım protokolüne vize çıkmayacaktır.  5 Temmuz 2022 tarihinde Brüksel’de “Kuzey Atlantik Antlaşmasına Finlandiya Cumhuriyetinin Katılımına İlişkin Protokol” imzalanmıştı. Buna göre, 30 Mart 2023 tarihinde de, Kuzey Atlantik Antlaşmasına Finlandiya Cumhuriyeti’nin katılımına ilişkin 3 maddelik Protokolün onaylanmasını uygun bulan kanunu kabul ettik.  Ve Finlandiya resmen NATO üyesi oldu. Hayırlı olsun diyorum.

TÜRKGÜN: Anlaşılan İsveç’in katılım protokolü gündeminizde değil.

DEVLET BAHÇELİ: Niye olsun ki, İsveç önce NATO’nun Madrid Zirvesi’ndeki sözünü tutmalı, attığı imzanın namusuna sahip çıkmalıdır.  Terörü kesin bir dille kınamalı, terör örgütlerinin tasallutundan kurtulmalıdır.

TÜRKGÜN: Danimarka’nın milli ve manevi değerlerimize yönelik ağır tacizleri de devam ediyor.

DEVLET BAHÇELİ: Hastalıklı bir anlayış hakim. Türk ve İslam düşmanlığı iliklerine kadar işlemiş. Hatta kronikleşmiş.  Danimarka’da 24 Mart günü kutsal kitabımız Kur’an-ı Kerim’e ve al bayrağımıza karşı gerçekleştirilen nefret suçunun içinde bulunduğumuz Ramazan ayında 31 Mart günü tekrar işlenmesine izin verilmesi skandaldır.  Bu nefret suçunu işleyenlerin demokrasinden, inanç ve insan haklarından bahsetmesi kandırmacadır. Tüm gücümle kınıyorum.

İSTİKRAR VE İSTİKLAL TAVİZİ OLMAYAN HEDEFİMİZ

TÜRKGÜN: İsrail’de halk sokakta. Fransa’da halk sokakta. ABD’de Trump ile ilgili yargı süreci kutuplaşmayı iyice kamçıladı. Huzursuzluk had safhada.

DEVLET BAHÇELİ: Dediğiniz gibi, ABD çalkalanıyor. Bu ülke tarihinde hakkında ceza davası açılan ilk eski başkan Trump oldu. ABD eski başkanı Trump'ın suçlanmasının ardından New York'ta güvenlik önlemleri de artırıldı.  ABD’de toplumsal basınç artıyor. 2024 Başkanlık seçiminin mücadelesi gittikçe sertleşiyor. Bu ülke bir türlü aynaya bakmıyor. Her fırsatta ülkemizi mesnetsiz ithamlarla taciz ve tahrik ediyor. ABD Dışişleri Bakanlığı’nın 2022 İnsan Hakları Raporunda, ülkemiz hakkında kaynağı belirsiz, gerçek dışı bilgiler, asılsız iddialar ve önyargılı yorumlar yer aldı. Bunları esefle karşılıyor ve kınıyorum.  ABD’nin yakın bir gelecekte bölünme riskiyle, sosyal ve siyasal çatışmalarla karşı karşıya kalacağını düşünüyorum.  İsrail’de de sular durulmuyor. İç buhran günbegün derinleşiyor. Hükümet yargı düzenlemesi hususunda kısa süreli geri adım atmış olsa da toplumsal tansiyon henüz düşmedi. Düşeceğe de pek benzemiyor.  Başta Tel Aviv olmak üzere Batı Kudüs, Hayfa, Netanya gibi kentlerdeki gösterilere on binlerce İsrailli katıldı.  Protestoları organize eden gruplardan “Şemsiye Hareketi”, yaptığı yazılı açıklamada, “demokrasiyi savunmak için İsrail'in dört bir yanında düzenlenen gösterilerin 13’üncü haftasında, Tel Aviv'de 230 bin, ülke genelinde 450 binden fazla kişinin sokağa indiğini” duyurdu. Fransa’da emeklilik yaşının yükseltilmesi büyük tepkilere neden oldu. Sarı gömlekli eylemler şekil ve içerik değiştirdi. Belçika’da çiftçiler protesto gösterileri yapıyor. Hollanda sıkıntılı.  İtalya Başkanlık sistemine geçmek istiyor.  Bulgaristan 2 yıl içerisinde 5’inci kez sandık başına gitti. Bu arada Türkmenistan’da 26 Mart 2023 tarihinde gerçekleştirilen parlamento seçimleri de hamd olsun barış ve huzur ortamında yapıldı. İngiltere’de sağlık çalışanları sokakta. ABD’de batan bankalar küresel finansal sistemi tehdit ediyor. Dünya ekonomisi diken üstünde.  İskoçya’da ilk Müslüman Başbakan olan Hamza Yusuf görevine başladı. Resmi konutunda kıldığı namazla dünyada gündem oldu. İçinde bulunduğumuz çağa dijital çağ diyorlar.  Açıkçası ben huzursuzluk çağı diyorum.  Bir nevi kendine özgü bir Ortaçağ mantığı hakim. Dünya istikrarsızlık ve huzursuzluk dalgalarına maruz kalırken, çok şükür Türkiye bu süreçten pozitif ayrışıyor. Daha da ilerlememiz, daha da gelişip güçlenmemiz için 14 Mayıs’ta müessir ve müthiş bir cumhur zaferine ulaşmak durumundayız.  Cumhuriyet’in 100’üncü yıl dönümünü bu sayede taçlandırırız. İstikbal Türk milletinindir. İstikrar ve istiklal de tavizi olmayan hedefimizdir. Türkiye’yi emperyalizmin masasında menü yapmak isteyen Kılıçdaroğlu ve zillet paydaşlarına inanıyorum ki aziz milletimiz müsaade etmeyecektir.

14 MAYIS’TA ŞER GÜÇLERİ ALT EDECEĞİZ

TÜRKGÜN: ABD’nin Ankara Büyükelçisi Kılıçdaroğlu’yla görüştü. Zamanlama ilginç değil mi?

DEVLET BAHÇELİ: Alın birini vurun ötekine. Büyükelçinin muhatabı Kılıçdaroğlu mudur? Bu nasıl bir çirkefliktir? Büyükelçinin tutumu aynı zamanda iç siyasi gelişmelere müdahil olmaktır. ABD’nin ve küresel emperyalizmin paravan Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu’dur. ABD Büyükelçisi diplomatik nezaket kurallarını ihlal etmiştir. Zillet ittifakının yanına konuşlanmıştır. Gerçi bu yeni bir durum da değildir. Böylesi mesajlara ihtiyaç yok. Kılıçdaroğlu büyükelçiyi de alsın yanına, birlikte siyaset yapsınlar. Kaldı ki en azında tutarlı ve dürüst davranmış olur. Biz, kimin kimlerle birlikte olduğunu biliyor ve görüyoruz. Ben az söyledim, siz çok anlayın. Allah’ın izniyle, milletimizin iradesiyle 14 Mayıs’ta şer güçleri alt edeceğiz.

TÜRKGÜN: TBMM’de sosyal talepler sırasıyla karşılanıyor. Büyük bir rahatlama hali görülüyor. Ne diyorsunuz?

DEVLET BAHÇELİ: Aynen öyle. Kesintisiz müjdeler milletimizi rahatlatıyor. Cumhur İttifakı olarak her sözümüzü tutuyoruz. Emekli maaşlarını asgari 7500 liraya çıkardık.  Emeklilerimize bayram ikramiyelerini yüzde 82 zamla 2000 bin liraya yükselttik. Bu gelişmeden 15,6 milyon emeklimiz yararlanacak.  Gazilerimize ödenen aylıkları asgari ücret düzeyine ulaştırdık.  Güvenlik korucularımızın emekli aylığı 7500 liradan az olmayacak.  Geçici işçilerimizi kadroya aldık.  EYT sorununu çözdük.  Sosyal devlet anlayışı tam olarak egemen oldu.  Borçları yapılandırdık.  Dar ve orta gelirli vatandaşlarımıza destek olduk.  Cumhur İttifakı yaptı mı adam gibi yapar.  Milletimizin sırtındaki yükleri hafiflettik.  Bütün sosyal kesimlerin beklentilerine cevap verdik. Hayırlı olsun inşallah.

SİYASETİ ADAM GİBİ, MERTÇE YAPSINLAR

TÜRKGÜN: 14 Mayıs seçimlerine kendi amblem ve listenizle gireceğinizi açıkladınız.

DEVLET BAHÇELİ: Doğrusu budur.  Milletvekilliği Genel Seçimine üç hilal amblemimizle ve değerli milletvekili adaylarımızla katılacağız. Bu kararımız kesindir. Başarılı olacağımıza sonuna kadar da inanıyorum. Cumhurbaşkanı Seçiminde de adayımız belli, kararımız nettir.  Sayın Recep Tayyip Erdoğan, 13’üncü Cumhurbaşkanımız olacaktır.

TÜRKGÜN: Sayın Erdoğan’ın adaylığına itirazlar oldu.

DEVLET BAHÇELİ: Bu ve buna benzer adım ve arayışlar boşunadır. Anayasa Mahkemesi’ne de gideceklermiş. Bunlar ne yasa ne de Anayasa biliyorlar. Yüksek Seçim Kurulu kararı aleyhine Anayasa Mahkemesi’ne başvuramazlar. YSK, kesin kararını vermiş ve konu kapanmıştır. Anayasa’nın 79’uncu maddesi çok açıktır. Sayın Erdoğan’ın adaylığından ödleri patlıyor. Kaybedeceklerini görüyorlar. Sanal kriz çıkarmak için çabalamanın alemi yok, siyaseti adam gibi, mertçe yapsınlar, sonra da çıksınlar karşımıza. Sayın Cumhurbaşkanımızın adaylığı hukukidir, anayasal dayanağı vardır ve tartışmasızdır. Boşuna uğraşmasınlar, tantana yapmasınlar.  Sayın Cumhurbaşkanımızın adaylığını hazmedemeyenlere sufleyi küresel çıkar grupları, yeminli Türkiye düşmanları vermiştir.  Kutlu yürüyüş devam edecektir.  Millete adanmış bir yürek hizmet seferberliğini inançla sürdürecektir.  Cumhur İttifakı olarak Türkiye’mize sahip çıkacağız. Depremin ağır sonuçlarını ortadan kaldıracağız.  Bölgesinde ve küresel zeminde güçlü Türkiye’yi birlikte kuracağız. Milliyetçi Hareket Partisi milleti ve devleti için her fedakarlığı yapacak, her özveriyi gösterecektir.  “Önce Ülkem ve Milletim, Sonra Partim ve Ben” diyoruz. “Her şeyden Önce Türkiye” kararındayız. Ülkemizin gıpta edilecek dayanışma ve yardımlaşma iradesiyle çok kısa sürede ayağa kalkıp doğal felaketlerin derin izlerini sileceğine inanıyorum. Gayret bizden Tevfik Allah’tandır.

TÜRKGÜN: Efendim çok teşekkür ederiz. Sorularımıza açık yüreklilikle cevap verdiniz.

DEVLET BAHÇELİ: Ben de teşekkür eder, TÜRKGÜN Gazetesi’nin yönetici ve yazarlarına başarılar diliyorum. Bu vesileyle milletimi en kalbi duygularla selamlıyorum. Ramazan ayımız mübarek olsun diyorum.