Teknolojinin hızla geliştiği son yıllarda özellikle çocukların oyun ortamı da artık online olmaya başladı. Online ortamdaki tehlikelere karşı önlem alınmadığı takdirde çok kötü sonuçlarının olabileceğine dikkat çeken uzmanlar, anne babalar ve öğretmenlere önemli görevler düştüğünü belirtti.
Necmettin Erbakan Üniversitesi (NEÜ) Ahmet Keleşoğlu Eğitim Fakültesi Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Zeliha Traş, akran zorbalığı kavramı, bu konuda anne babaların ve öğretmenlerin neler yapabilecekleri ile ilgili bilgiler verdi. Prof. Dr. Zeliha Traş, "Akran zorbalığı kavramını, benzer yaş gruplarında olan çeşitli öğrencilerde sosyal, duygusal ya da davranışsal anlamda birbirine kırıcı, yıkıcı şekilde sosyal açıdan, duygusal açıdan zararlı sonuçları olan tüm davranışlara diyoruz. Akran zorbalığını biz genel olarak okullarda veya sosyal ortamlarda rastlayabiliyoruz ama esasında genel olarak zorbalık davranışının bulunduğu yerler internet ortamları. Rol model olarak öğrenciler internet oyunu oynarken veya sosyal medya sitelerinde vakit geçirirken zorbalık davranışları, şiddet davranışlarıyla karşılaşabilirler” dedi.
“Maalesef yıkıcı, zorlayıcı veya son zamanlarda duyabiliyoruz çeşitli zararlı ve ölümle sonuçlanan sakıncaları görebiliyoruz"
Zararlı davranışları önlemek amacıyla veliler ve okulda öğretmenlerin neler yapabileceğini anlatan Prof. Dr. Zeliha Traş, “Öncelikle öğretmenler olarak doğru rol model olarak öğrencilerimizin akademik yaşantısını güçlendirmeli, sosyal, bilişsel, davranışsal anlamda kendilerini ifade edebilecekleri güvenli okul ortamları sağlamaya destek olmalıyız. Öte yandan, aileler olarak da çocuklarla, öğrencilerle beraber kendi çocuklarımızla güzel vakit geçirerek, kaliteli ve nitelikli zamanlar geçirerek onların sosyal izolasyona girmesini önleyebiliriz. Özellikle bazı öğrencilerin kendi odalarında internet ya da bilgisayar erişiminin olduğunu görüyoruz. Bunun sonucunda da öğrenciler, istenmeyen bazı sitelerde uzun süre vakit geçirebiliyor. Burada bazı zorba davranışların veya zorba görevlerin öğrencilere dikte edildiğini çeşitli yerlerden duyabiliyoruz. Bu da şu anlama geliyor; Yani kendi içine dön, başkalarıyla iletişim kurma, arkadaşlarından uzaklaş, ebeveyninle bazı şeyleri paylaşma gibi bazı olumsuz yönergeler aldıklarını görüyoruz. Dolayısıyla öğrenciler henüz gelişim döneminde oldukları için bu duygularını ve düşüncelerini paylaşabilecekleri güvenli yetişkinlerle vakit geçiremediklerinde maalesef yıkıcı, zorlayıcı veya son zamanlarda duyabiliyoruz çeşitli zararlı ve ölümle sonuçlanan sakıncaları görebiliyoruz. Ailelere önerim, çocuklarıyla güvenli sosyal alanlar oluşturmaları, beraber sosyal ve sportif sanat faaliyetlerinde bulunmaları ve çocuklara kendilerini önemli ve değerli bir birey olarak hissettirmeleri” şeklinde konuştu.
Anne babalara görevler düşüyor
Bazen akranların birbirleriyle olan etkileşiminin, yetişkinlerin öğrencilerle olan etkileşiminden daha güçlü olabildiğini kaydeden Prof. Dr. Traş, "Çünkü sosyal bir ortamda bulunma, sosyal aidiyet duygusu, arkadaşlarından onay alma ihtiyacı bu yaş gruplarında özellikle ilkokul, ortaokul ve lise öğrencilerinde oldukça yüksek. Bizim öğrencilerimizle sağlıklı diyaloglar kurmamız, iletişime açık bir profil sergilememiz, anne baba olarak değer verici ve destekleyici bir yaklaşım sunmamız, evde akşamları bizim de telefon ve televizyondan uzakta kalarak sosyal ve duygusal iletişim kurmamız bunları engelleyici olabilir. Öğrenciler için okullar oldukça kıymetli yerler, burada geçirilen zamanlar öğrencilerimizin hem gelişimleri açısından, hem de sosyal, duygusal ve davranışsal gelişimlerini destekleyici alanlar. Okulları daha da aktive etmeliyiz ve ebeveynlerle öğrencilerin, çocukların beraber vakit geçirmelerini sağlayıcı faaliyetleri daha da artırmalıyız" diye konuştu.
İHA