Dini bir, vatanı bir,
Fakat hepsi ayrılır,
Olmazsa lisanı bir.
1876 Diyarbakır doğumlu olan Ziya Gökalp, imparatorluk Türkiye’sinin acılarını yaşamış, ihanetlerine şahit olmuş birisi olarak, milli mücadelenin akıl önderleri arasındaki yerini almıştır.
Turan denilince akla O gelir.
Diyarbakırlıydı.
Türk dünyasını bir bayrak altında toplamanın gerekliliğine inanıyordu.
Doğu Türkistan’a içi yanmakta, Azerbaycan’a ah çekmekteydi.
Kırım yüreğini kavurmaktaydı.
Tanrı dağı eteklerinden, Tuna nehri kıyılarına kadar uzanan muhteşem coğrafya onun yurdu idi.
Ziya Gökalp, akıl adamıydı, fikir adamıydı, gönül adamıydı.
Diyarbakırlıydı.
İhanetlere isyan eden, haksızlıklara başkaldıran yiğit birisiydi.
Türkçeye âşıktı.
Kırk sekiz yıllık kısa ömrüne asırları sığdırmıştı.
Ruhlar âleminde Dedem Korkutla sohbet etmiş, Kültiginle kılıç kuşanmış, Saltuk Buğrayla yol yürümüştü.
Onda Çağrı Beyi görmek, Fatih Sultan Mehmet olmak vardı.
Ona; Bişkekli, Bakülü, Almatalı, Taşkentli, Semerkantlı, Ankaralı diyebilirsiniz.
O Diyarbakırlıydı, “Çermikte” doğmuştu.
Şimdi memleketinde heykeli yıkılıyor.
Dünyanın birçok kütüphanesinde kitapları olan, fikirleri insanlığa yön veren Ziya Gökalp AKP ve PKK için bir korku, bizler içinse ölümsüzler kervanına katılan muhteşem bir Türk aydınıdır.
Ruhu şad, mekanı cennet olsun.