Temel atarken tören,
Beton dökerken tören,
Çivi çakarken tören.
Birinci tablanın konuluş töreni ve son tablanın konuluş töreni arasında yapılan törenler arasında inşaat anca ilerleyebildi.
Boğazın iki yakası üçüncü kez bir araya geliyor.
Cumhurbaşkanı tabla koyma töreninde,
Başbakan tabla koyma töreninde,
Ulaştırma Bakanı tabla koyma töreninde.
Konuşmalar, sadaka dağıtmalar ve mizah.
Erdoğan’ın baretindeki Cumhurbaşkanlığı forsunu görünce epeyi güldüm. Herhalde yapacağı konuşmada kendisini tanımazlar, karıştırırlar, birisine benzetirler endişesi duyuldu.
Davutoğlu’nun baretindeki Başbakanlık forsu ’da aynı kaygılarla organize edilmiş olabilirdi, ya da Cumhurbaşkanı ile Başbakan belli olsun diye.
Bu arada ulaştırma bakanı Binali Yıldırımın baretinde Kara Yolları Genel Müdürlüğünün arması dikkat çekici idi, birilerinin onu Kara yolları personeli sanma ihtimali neden düşünmemişti? Yıldırımı, memur yâda mühendis zannetme ihtimali neden göz ardı edilmişti? Yoksa sahipsizmiydi, özel kalemi ve ya korumaları yol yordam bilmiyorlarmıydı?
Derken konuşmalar başladı.
Bizi engellediler ama yaptık,
Şu çocuklara üç bin lira sadaka ver,
Boğazın iki yakasını bir birine bağladık…
Önümüzdeki günlerde, birkaç defa daha tören yapılma ihtimali olan 3. Boğaz köprüsü, kurdele kesimi, trafiğe açılış, ilk arabanın geçişi, beşinci arabanın geçişi, kırkıncı arabanın geçişi diye bayağı haber olacağa benziyor.
Ne diyelim;
İşçinin iki yakası bir araya gelmiyor.
Memurun iki yakası bir araya gelmiyor.
Terörün alevi, ülkemizin iki yakasını bir araya getirmiyor.
Sınırlarımızda, askerimizin iki yakası bir araya gelmiyor.
Çocuklarımızın iki yakası bir araya gelmiyor.
Bari boğazın iki yakası bir araya gelsin.