AKP giderse neler değişir?

AKP giderse neler değişir?

Anlamı köreltilen,

Ağırlığı yok edilen,

İtibarı sıfırlanan bir söz;

“İstikrar biter.”

İyi de kardeşim 9’uncu Cumhurbaşkanımız Süleyman Demirel’in dediği gibi;

“Vardı da biz mi içtik”.

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç birkaç gün önce yine konuştu;

“Gözünüzü kapatın ve düşünün. Biz gidersek Türkiye’de her şey kötüleşir.”

Hadi Sayın Arınç’ın dediği gibi gözümüzü kapatıp birlikte düşünelim.

AKP giderse neler değişir?

*

Mesela;

İlk olarak Türkiye’nin komşularıyla kavgaları biter...

BOP, Arap Baharı gibi projelere taşeronluklar son bulur…

Stratejik derinlik diyerek Musul’da 45 Büyükelçilik personelimiz IŞİD’e esir verilmezdi…

Türkiye’de ve İslam coğrafyasında “Şii- Sünni mezhepçiliği” asla körüklenmezdi…

“Ben olsam asardım” denilen Bebek katili Öcalan’la aynı masaya oturulup müzakere edilmezdi…

Şırnak da Devletin Valisi Terörist başı Öcalan için “takdirle karşılıyorum” methiyeleri yağdırmazdı…

Çözüm diye ülkeyi çözülme noktasına getiren iktidar, terör örgütüne verdiği tavizler sonucu “Kobani” bahanesiyle ayaklanmaya müsaade etmez, 46 vatandaşımız yaşamını yitirmezdi…

Askerimizin başına çuval geçirilip, garnizondan Türk bayrağı indirilirken, PKK mezarlığına terörist heykeli dikilmezdi…

Teröristlerin ağabeyi Barzani AKP Kurultayına davet edilip, “Bu millet seninle gurur duyuyor” sloganları atılmazdı…

“Andımız” kaldırılmaz, “TC” silinmez, “Ne Mutlu Türküm diyene” yazıları indirilmezdi…

Terör Örgütü hipnozuyla içeri tıkılan yüzlerce asker için, “Ben Ergenekon’un savcısıyım” naraları atıp, sonra da “Milli orduya kumpas kurmuşlar” diye “çarkçılık” yapılmazdı…

İktidar, MHP ve CHP’ye “tele kulaklık” yaparken ABD, İngiltere ve Almanya’nın 10 yıldır kendisini dinlediğinin farkında olurdu…

Çocuğu ölmüş Alevi bir anne miting meydanında yuhalatılmazdı…

Cuma günleri cep telefonunuza Bakara-Makara mesajları gelmezdi…

One Munit dediğimiz Israil’in savaş uçaklarına petrol taşımazdık…

Peygamberimiz Hz. Muhammedi “Kibirli” diye tanımlamazdık…

Youtube, Twitter, facebook’u yasaklamazdık…

Gezi parkın’ın ilk gününde gençlerden yükselen haklı tepkileri “Çapulcu, Barbar, Kemirgenler” diyerek kışkırtılıp onca insanın kanını dökmezdik…

İktidara yakın “havuzcu” işadamları “Milletin A’sına koyacağız” diyerek edepsiz ve fütursuzca davranamazdı…

Adaletli paylaşım olur, “asgari ücretli, çiftçi, köylü, esnaf, emekli, memur, işveren” tükenmişlik sendromuna itilmezdi…

“Uyuşturucu ve bonzai” kullanma oranı 11 yaşına düşmezdi…

Görevi millete doğruları anlatmak olan medya “çarpıtmaya çanak tutup” bu kadar “yandaş ve yalama” olmazdı…

Seçim gecesi oy çalmak için ışıklar söndürülürken “Trafoya kediler girdi” diye millet aptal yerine konulmazdı…

Obama, Başbakanımızla elinde “Beysbol” sopasıyla konuşamazdı...

Maden kazasında ölen 301 işçi “kader-fıtrat, ne güzel öldüler” diyerek geçiştirilmezdi…

Suç olmaktan çıkartılan “Zina” yine suç kapsamına alınırdı…

Başörtüsü ve din istismarı son bulur…

Para kasaları yatak odalarına girmez…

Koskoca bir bakan İranlı Zarrab’ın önüne yatmaz…

Ayakkabı kutularının içine yalnızca ayakkabı konurdu…

Banlar sadece hatırladığım birkaç örnek.

Eğer kapalı gözünüzü açmazsanız,

Daha çok örnekler sayarsınız!