Medipol Mega Üniversite Hastanesi'nden yapılan açıklamada görüşlerine yer verilen Yarımbaş, ağız kokusu oluşumunu ve altında yatan nedenleri paylaştı.
Ağız kokusunun kişinin konuşmasını ve gülüşünü etkilediğini belirten Yarımbaş, "Bu da özgüven problemlerini ortaya çıkarıyor. Dişlerinizi ne kadar fırçalarsanız fırçalayın ağız kokunuz bazen geçmeyebiliyor. Nane, sakız, gargara gibi ürünler geçici olarak kokuyu giderebiliyor ancak etkin bir çözüm değil. Ağız kokusunun nedenini bulmak tedavi etmenin ilk adımı." ifadelerini kullandı.
Yarımbaş, fırçalama, diş ipi kullanımı ve rutin diş temizliği yeterli yapılmadığında bakterilerin çoğalarak ağız kokusuna yol açabileceğini, öncelikli ağız kokusunun altında yatan nedenlerin tespit edilmesi gerektiğini vurguladı.
Ağız kokusunun ilk nedeninin yetersiz ağız hijyeni olduğuna dikkati çeken Yarımbaş, hasarlı dolgular, diş etinde çekilme, yapısı bozulmuş protezler, tütün ürünleri ve ağız kuruluğunun da ağız kokusuna neden olacağını bildirdi.
Öncelikle diş eti rahatsızlığı, uyumu bozulmuş dolgu restorasyonları, sabit ya da hareketli protezlerin olup olmadığının tespit edilmesi gerektiğini vurgulayan Yarımbaş, şunları kaydetti:
"Günde 2 dakika olacak şekilde en az iki kez fırçalanmalı, diş ipi, arayüz fırçaları ve günlük gargaralarla bakım desteklenmeli. Ağız bakımı için sadece diş temizliği yeterli olmayabilir. Dil üzerinde bulunan yerleşmiş bakterilerin de temizlenmesi gerekir. Diş protezleri ise her gece çıkartılarak temizlenip ertesi gün kullanıma hazırlanmalı. Eğer problem ağız bakımlarının tam olarak yapılmasına rağmen çözülemiyorsa altında yatan nedenler araştırılmalı. Öte yandan, ağız kokusu birçok hastalığın da habercisi olabilir. Baş ve boyun kanserleri, reflü, diyabet, bademcik taşları, karaciğer ve böbrek hastalığı da ağız kokusuna neden olabilir. Bu sebeple ağız kokusu varsa vakit kaybetmeden hekime başvurun."