Acaba kimin yüzü karadır?
Soruyorum;Devlet olarak...
Toplum olarak...
İnsan olarak...
Kurtulanların mutluluğuyla,
İçeride kalanların acı sonları arasında,
Hangi uçurumun önündeyiz?
*
Kimse kızmasın ama...
İnsanı yaşatmak için gerekeni yapmakta yetersiz,
Fakat...
Ölenlerin ardından ağıt yakmakta çok becerikliyiz.
Çünkü biz;
Bayrakları yarıya indirdik ve yastayız.
Tüm yapabildiğimiz bu.
*
Oysa...
Madene her girişte;
Azrail'e "künye" bırakıp,
Madenden her çıkışta;
Bu günde ölmedik "şükür" derken.
Toprağın binlerce metre altında,
Kim bilir ne umutları vardı şehit madencilerimizin.
*
Ama artık onlar yok.
Çünkü...
Kömürün karasını,
Ekmek parası için "alın teri" olarak akıttıkları madenler,
Onların mezarları oldu.
*
Artık onlar yok.
Kara elleriyle büyüttükleri çocuklarına,
Sefer tasını hazırlayan karısına,
Özlemini çektiği anasına babasına bir daha sarılamayacak.
*
Artık onlar yok.
Uğruna diri diri toprağın altına girdiği sevdiklerini,
Özlemini çektiği gökyüzünü,
Yıldızı, güneşi, bulutları bir daha göremeyecek.
*
Artık onlar yok.
Yeni doğmuş bebeğinin "baba" dediğini,
Kızının üniversite kazandığı müjdesini,
Oğlunun askere gidiş türküsünü duyamayacak.
*
Hiç düşündünüz mü?
Ülkemizde ki kabristanlara periyodik olarak hep yenileri eklenir?
Ya da...
Yeni yapılan kabristanlar hep merkeze uzak yerlerden seçilir?
Bunun tek bir cevabı vardır;
Memleketimiz Âlem-i Cihanda eceliyle ölmeyen insan sayısının zirve yaptığı ülkedir de ondan.
*
Kimin yüzü karadır?
Oğlunun ardından "On beşli" ağıtını yakan annenin mi?
Yoksa...
İş Kanunu'ndaki açık hükmü görmezden gelip,
15'inde Kemal'i madene indirenin mi?
*
Kimin yüzü karadır?
"Maden değil, çalışma koşulları öldürür" diyerek...
Bir saat bile dayanmayan maskeyle 15 saat metan gazına maruz bırakılan işçinin mi?
Yoksa...
İnsanlık dışı çalışma şartlarını kılıfına uyduran, ruhsat veren, izin temin eden sistemin mi?
*
Kimin yüzü karadır?
Zonguldak'ta, Kütahya'da, Dursunbey'de...
Seyit Ömer'de, Tunç Bilek'te, Soma'da, Ermenek'te yıllar boyu maden facialarında yaşamını yitirenlerin mi?
Yoksa...
"Ölüm, madencinin kaderinde var" diyerek faciayı sıradanlaştıran karanlık zihniyetin mi?
*
Açıklamalar gırla;
"Sebepleri araştırılıyor...
Denetimler sıklaştırılıyor...
Acılar sarılacak...
Sorumlular bulunacak."
Peki, acının düştüğü yerde bunun etkisi olur mu?
Hâlbuki zamanında yapması gerekenleri yapmayanlar...
Günün şartlarına uygun ciddi ve gerekli önlemleri almayanlar...
Her felaketin ardından "biz masumuz" diyerek bin türlü mazeret uydurup kılıfa sokanlar...
Dahası...
Asıl yüzü kızarması gerekenler, madenci yakınlarına tekme tokat daldıkça,
İsteyen istediği kadar elemden ve kederden bahsetse de,
Madencinin yüzü, sadece onun alnının akıdır.
Ve unutulmasın ki;
Soma ilk değildir.
Bir hafta sonra unutulunca,
Arkası da kesilmeyecektir.